Yalıkavak'ta kışın yaşanır mı?

Bu yazıyı 2011 yazının 9 Ağustos günü yazmışım. O günden bugüne çok şey değişti. Kişisel görüşüm şu; Yalıkavak bozuldu. Bu benim dünya görüşümü yansıtan bir fikir. Başkaları başka şey düşünebilir. Öyle de düşünüyorlar ki Yalıkavak'ta inşaat sektörü patladı, konut fiyatları katlandı. İstanbul'un çoğu yeni zengin kesimi yazlık almaya başladı. Ardı ardına "biiç"ler ve rezidanslar açıldı. Eskiden sadece Xuma varken şimdi -görgüsüz- takımın geldiği, bütün gün cıstak müzik çalınan, akşamları "happy hours" konseptli mekanlar türedi. Bunlarla beraber yeni insanlar da türedi ve Yalıkavak'ın tadı iyice kaçtı. 

Ben bu yazıyı yazdığım zaman yazları Yalıkavak'ta geçiriyordum. Palmarina'nın açılmasını takip eden yıl ardıma bakmadan kaçtım. O zamandan bu zamana yazları toplasanız üç-dört kere Yalıkavak'a gittim o kadar. Aşağıdaki yazı bu nedenle güncel değildir, çünkü artık Yalıkavak'a gitmiyorum. Yeni açılan yerler hakkında bilgim yok.

Okumak isterseniz, 2011 yazında yazdıklarım aşağıdadır...

Yalıkavak Bodrum’un kuzeye ve kuzeybatıya bakan bir beldesi. Bu da serin kuzeyli rüzgarlara açık olması anlamına geliyor. Böylece gün batımında dinen ve gün doğmundan birkaç saat sonra başlayan rüzgarıyla yazın klima açmadan yaşanan Yalıkavak yaz döneminde Bodrum merkezinden en az 5-6 derece daha serindir. Bu inanılmaz havası nedeniyle de ben yazlarımı Yalıkavak’ta geçiriyorum. Haziran ayının sonuna doğru Bodrum’daki evden ayrılıp Yalıkavak’a geliyorum. Havaların erken kararmaya. gecelerin hafiften serinlemeye başladığı ekim ayında ise tekrar Bodrum’a dönüyorum.

Bodrum maceram ilk olarak Yalıkavak’ta bir yazlık tutarak başlamıştı. Bu konuda Ocak tarihinde bir yazı yazmıştım; http://bodrumluhayat.blogspot.com/2011/01/ks-gunesi.html

Önceleri yaz ayları, derken kışın da bazı aylar 3-5 gün, derken her ay 9-10 gün ve sonunda kendimi temelli Bodrum’a yerleşmiş buldum. Yalıkavak ilk göz ağrım. Bodrum’a temelli taşınana kadar hayatım İstanbul-Yalıkavak arasında geçiyordu. Yalıkavak’tan her ayrılışımda ne zaman döneceğime dair planlar yapardım. 

Evimin önündeki iskele

İkinci senenin sonunda fırtınaya dayanamayıp yıkıldı

Yalıkavak’a yazın serinlik getiren kuzeyli rüzgarlar kışın da soğuk getiriyor. Yalıkavak’taki fırtınaları başka yerde görmedim. Bodrum’un içinde de kışın haysiyetli fırtınalar oluyor ama Yalıkavak’takiler bir başka. Adamın yüzünü keser gibi esiyor. Ben yere paralel yağıp gözünüze gözünüze vuran yağmur damlalarını Yalıkavak’ta gördüm. Ağaç dallarını alıp oradan oraya savuran fırtınaları da burada yaşadım. Kışın İstanbul’da yaşarken ara sıra Yalıkavak’a geldiğimde dünyam değişiyordu. İstanbul’un gri renkte gökyüzünü, haftalardır görünmeyen güneşsiz havasını bırakıp buraya gelmek çok iyi oluyordu. Genellikle akşam uçağı ile gelir, eve girer girmez klimayı sıcağa getirip çalıştırır, direkt Sait’e rakı-balık yapmaya giderdim. Sait’te kışın şömine başında yenen yemeğin içilen rakının tadını anlatmam mümkün değil. Yazın kalabalığı gitmiş, Sait’in ve Yalıkavak’ın tadını bilenlerin kaldığı bir ortam. İlerleyen saatte Sait’in şöminede hazırladığı kestanelerle biten geceler. Birkaç gün sonra da İstanbul’a dönerdim. Bu kısa geliş gidişlerde fırtınaya da rastladığım olurdu ama Yalıkavak’ta olmak o kadar mutlu ederdi ki önemsemezdim. Evim o zaman denizin dibinde olduğundan rutubeti boldu. Kış havasına bir de rutubet eklendiğinde ev epey soğuk olurdu. Ama dedim ya, İstanbul’dan ayrılıp buraya gelmek o kadar iyiydi ki gözüm başka şey görmezdi. Ne zaman ki temelli Bodrum’a yerleşmeye karar verdim, Yalıkavak’ta yaz-kış oturmayı hiç düşünmedim. Nedenlerini sayayım ki bilginiz olsun;

Yalıkavak'ın gün batımları başka yerdekilere benzemez

Yağmurlu bir kış sabahı

 

Yalıkavak kışın çok ama çok sakin. Çarşıda birkaç dükkan ile üç kahve açık, gerisi kapalı. Yazın o canlı çarşısından eser kalmıyor. Ama barlar ve restoranların neredeyse tamamına yakını açık. Güzel havalarda Bodrum’dan, civardan insanlar gelip köfte yiyorlar, balıkçılara gidiyorlar. Çünkü Yalıkavak balıkçıları ile meşhur bir belde. Fakat hafta arası o hareket de kalmıyor. Hava erken kararıyor. Yürüyüş yapıp birkaç dost ile buluşulacak mekan yok. Her akşam dışarıda yemek de yenmez zaten. Yalıkavak’ta kışın kalanlar Bodrum’daki gibi değil. Bodrum’da akşamları Zazu’da buluştuğumuzda hem eğleniyoruz hem de gerektiğinde ne bileyim politika, ekonomi, kültür üzerine konuşacağınız birikimde insanlarla laflıyoruz. Yalıkavak’ta bu yok. Kışı da burada geçirenler genellikle emekliler. Bir de buranın yerlileri.

Eğer benim gibi gündüz evde çalışıyorsanız, akşam yürüyüşe çıkmak, bir yere uğrayıp oturup iki laf etmek istiyorsunuz. Bu konuda Yalıkavak çok uygun değil. Ha bu arada yanlış anlaşılmasın, Yalıkavak uygun değil de diğer yerler, mesela Türkbükü uygun mu? Hayır. Yine en uygunu Yalıkavak ve Turgutreis. Çünkü kışın oturan bir kesim var ve biraz önce dediğim gibi restoranları, marketleri, manavı, kasabı açık. Kışın Türkbükü’nde girişteki Miam restorandan sonra sadece köpekler ikamet ediyor. Hava karardıktan sonra yolda bir insana rastlayamazsınız.

Genel olarak kışın yaşamak isteyenlere önerim güneye bakan ve Bodrum’a daha yakın yerlerde oturmaları. Bitez, Ortakent gibi yerler yaz-kış oturmak için daha uygun.

Bu yazıda Yalıkavak’la ilgili bazı kış fotoğraflarını paylaşmak istiyorum. Hepsi de kış aylarında çekihen fotoğraf ve videolar. Fırtına da olsa sakin hava da olsa Yalıkavak çok güzel bir yer. Bodrum’un en kişilikli iki beldesinden biri. Diğeri de Gümüşlük. 

2009 yılbaşını geçirmek için Yalıkavak'a gelen arkadaşlarımla 31 Aralık günü verandadayız

Kış güneşinin rehaveti