Yıl sonu
yazılarında adet olduğu üzere yılın muhasebesini yapmıştım. Yılın ilk yazısında
da yine adet olduğu üzere biraz yılbaşından ve ertesi gününden söz etmek
istiyorum.
Bodrum
yılın son günü epey doldu. Perşembe gününden itibaren gelenler başladı. Benim
de kızkardeşim ve arkadaşı perşembe sabahı, kız arkadaşım da perşembe akşamı
geldiler. Bütün uçaklar doluydu. Yine her yıl olduğu gibi, yeni yılı üç gün
üç gece önceden karşılamaya başladık. Perşembe akşamı Deniz Feneri, cuma akşamı
Mahmut Kaptan'daydık.
|
Yılbaşından bir gece önce Mahmut Kaptan'da favalı natürmort |
|
Yılbaşına sabah kuvvetli bir kahvaltıyla hazırlanmak gerek. Üç çeşit otla yapılan yumurta mesela... |
|
Yılbaşı günü yağmurda Gümüşlük ve Yalıkavak turu yaptık. |
Yılbaşı akşamı klasik Zazu programı uyguladık. Gece iki civarında Bodrum sokaklarını turladık. İki gün deli gibi yağan yağmur yılbaşı akşamı saat 22’den sonra durdu. Sokaklar çok kalabalıktı, gençlerin ağırlıklı olduğu kitlenin hemen tamamı kelimenin tam anlamıyla dut gibiydi. Kolkola girenler, iki kişinin koluna girilmesi ile sürüklenenler. Barlar sokağı eski günleri gibiydi. Küba, Helva ve Fink tıklım tıklımdı. Ana caddede trafik kilitlendi. Yani canlı bir Bodrum vardı. Meydandaki Sertab Erener konseri kalabalık mıydı bilmiyorum. Biz tura çıktığımızda çoktan bitmişti, sahne sökülüyordu. Geceyi çok uzatmadan eve döndük.
|
Yılbaşı hazırlığı yapılan Zazu |
|
Yıllar sonra kardeşimle yeni yıla birlikte girdik |
|
Bodrum'da ışıklı ağaçlar |
Ertesi
gün pırıl pırıl bir havaya uyandık. Kardeşimi ve arkadaşını öğlen saatlerinde
havalimanına bıraktık ve yıllardır tabelasını görüp de sapmadığım İasos’a
gitmeye karar verdik. İyi ki de gitmişiz, kendimi tatile çıkmış gibi hissettim.
Hiç görmediğim bir köy olması, antik şehirdeki kalıntılar bu duyguyu verdi. İasos
milattan önce 130’larda hayatın sürdüğü bir şehir. Güllük körfezinde, Güllük’ün
tam karşısında. Kış olması nedeniyle çok sakindi. Bir gece öncenin hay huyu
üzerine o sakinlik ve huzur ilaç gibi geldi. İasos’ta biraz turizm biraz
balıkçılık var galiba. Öyle anlaşılıyor. Belki bilirsiniz Güllük Körfezi balık
çiftliklerinin olduğu bir bölgedir.
|
Yılın ilk sabahı Bodrum |
|
İasos yolu |
|
İasos yolunda pamuk tarlası |
Türkiye’nin
her yerinde karşınıza çıkan zevksiz yapılaşma malesef burada da var. Hele bir
site inşaatı var ki akıllara durgunluk veriyor. Hemen yukarıda fotoğrafını
görebilirsiniz. İlk edindiğim izlenim bu büyük paralar yatırılan site
inşaatının durduğu yönünde. Etrafta kimseler yoktu. Şantiye girişinde
Azerbeycan bayrağı gördüm. Azeri’ler Bodrum civarına yatırım yaparak buraları
mahvetmekte çok becerikliler. Doğu kafasıyla iş yapıyorlar. Çevre kaygısı falan
hak getire. İasos içinde birkaç tane eski ve çok güzel ev kalmış. Diğerleri
bildiğiniz Sultanbeyli mimarisi. Bu kadar zevksiz insan nasıl bir araya gelmiş
de bir ülke oluşturmuş?
Bir gece öncenin gürültülü Bodrum sokaklarından sonra İasos'un sakinliği...
|
Koyun güzelliği ve sakinliği huzur veriyor |
|
Mevsim nedeniyle kapalı balıkçı kulübeleri |
İasos antik şehrini gezmek insanı çok etkiliyor. Mevsim itibariyle sakinlik de buna anlam katıyor. Dar koyun hemen dibinden surlar başlıyor. Agora, mermerli yol, küçük tiyatrosuyla İasos orada duruyor. Ha unutmadan İasos’un şimdiki adı Kıyıkışlacık. Bodrum havalimanını Milas yönünde geçtikten birkaç kilometre sonra soldaki sapağı işaret eden levhayı görüyorsunuz. Ana yoldan içeriye 17 km girmeniz gerek. Yoldaki taş ocağına kadar olan bölüm kamyonlar yüzünden biraz bakımsız ama devamı iyi. Milas yönünden gelirken de ayrı bir girişi var ancak o yol virajlıymış.
İasos’u
sakin sakin gezdikten ve ruhumuzu doyurduktan sonra acıkan karınlarımızı doyurmak
için de Bodrum’a gelenlerin neredeyse hiç bilmediği Bargilya’ya geçtik. Antik adı Bargilya olan bölgenin günümüzdeki adı Tuzla. Havalimanını bu
sefer Bodrum yönünde geçtikten sonra Güllük sapağını da geçeceksiniz. Biraz
sonra sağa Bargilya yazan ören yeri tabelasını görürsünüz. Flamingoların
arasından, çok sığ olan sulak alanı geçince yol ikiye ayrılıyor. Sağa
saparsanız yan yana üç balıkçının olduğu bölüme gelirsiniz. Biz adı Delmar olan
ikinciye giderdik ama son gittiğimizde bozmuştu. El mi değiştirdi bilinmez ama daha da gidilmez. Üçüncü restoranın adı Bargilya. Tavsiye edilir. Yazın
veya baharda suyun üstüne yapılan platformda oturuyorsunuz. Biz kış olduğundan
tabii içeride oturduk ama ortada yanan kocaman şömine ve soba karışımı tasarımı
olan “şey” in içinde yanan kocaman odunlar iyi ısıtıyordu. Bu bölgenin özelliği
karides. Eğer giderseniz mutlaka yemelisiniz. Güveçte acılı ve tereyağlı veya
ızgara yapıyorlar. Ben hep ızgara yiyorum ve kabuklarıyla birlikte ızgara
yaptırıyorum. Başka türlü bir lezzet. Karidesler o bölgede yetişiyor. Bölge bu
işe çok uygun. Suyun derinliği bir karış ve göz alabildiğine bir alan. Tuzla
adı da buradan geliyor zaten. Bodrum’a uçakla gelenler uçak tam alçaldığında,
artık havalimanına inerken bu bölgeyi havadan görebilirler. Tabii insanın canı
bir kadeh birşey içmek istiyor ama hem öğlen olduğundan, hem araba
kullandığımdan içki içmedim. Ama bir akşamüzeri bizim ekibi toplayıp bir de
şoförlü minibüs kiralayıp oraya gitmeyi planlıyorum.
|
Tuzla'da flamingolar |
Bodrum
yılın ilk günü çok güzeldi. İnsanlar geç kalktılar ve sahili doldurdular. Hava çok
iyi davrandı. Biralı, rakılı geç öğlen yemekleri yendi. Ve kaçınılmaz son geldi
çattı, bavulları sürükleye sürükleye garaja doğru giden dönüş yolcuları
evlerine döndüler.
Bodrum
yine bize kaldı. Kışın arada sırada böyle hareketli günlerden sonra sakin
Bodrum’un tadı bambaşka. İki gündür güneş pırıl pırıl, öğlenleri ılık. Tam
yürüyüş havası var. Deniz üç dört gündür çok sakin. Cuma gününe kadar da böyle.
Cuma şiddetli lodos bekleniyor. Zaman bulabilirsem biraz fotoğraf çekmek
isterim. Bodrum’un lodosu efsanedir.
Yılın
ilk günü işte böyle geçtt. Bu yıl da blogda yine görüşmek, sohbet etmek üzere…
Okuması keyifli anlatımınızın yanı sıra çektiğiniz güzel fotoğraflara bakmak bana çok keyif veriyor.
YanıtlaSilTeşekkürler:)
o karidesler raki olmadigi icin cok agladilar ama nafile:))
YanıtlaSilMutlu yıllar Serdar Bey ;-)
YanıtlaSilBargilya'da karideslerin döktüğü gözyaşında şimdi flamingolar yıkanıyor...
YanıtlaSilSize de mutlu yıllar diliyorum
YanıtlaSil