Bir etnik müzik akşamı
24
Şubat günü blogda ilk kez dünya müziklerinden, etnik müziklerden örneklere yer
vermiştim. O yazıyı “Etnik müzik, müzikle seyahat etmek demek” diye
bitirmişim. O günden sonra evde dinlediğim müziklerin ağırlığını etnik müzikler
oluşturdu. Belli dönemlerde Yunan müzikleri, belli dönemlerde caz, belli
dönemlerde başka türleri daha sık dinlediğimi fark ediyorum. Demek ki ruhumun o
aralar o müziklere ihtiyacı var diye düşünüyorum. Bazen sıcak Ege havaları
bazen daha sakin caz. Ya da bünye bazen canlı Balkan havalarını istiyor demek
ki. Bu sıralar ağırlıklı olarak dinlediğim etnik müziklerin yerini pek yakında
Yunan müziklerinin alacağını hissediyorum. Çünkü havalar ısınacak. Bahçeden
yayılan kokular eşliğinde koltukta uzanarak kitap okurken hafif iç geçmeleri, akşam
üzeri sahildeki bir balıkçıya gitmeden önce evde içilecek ilk rakıya atılan
buzların tıkırtısı Yunan müziğiyle iyi gidecek çünkü.
Bu
cuma akşamı da yine etnik müzik arşivimden bazı parçaları paylaşıyorum.
İçlerinde kulağınıza tanıdık gelenler olacaktır. Etnik müzik bana hep heyecan
verir, yeni yorumlarla karşılaşmak müzikle seyahat etmenin en zevkli kısmı.
Playlisti dinliyorum saatlerdir. Normal normal dinlerken bir yandan da yemek hazırlıyordum, bir tane şarkı beni birdenbire uçurdu bambaşka bir saat dilimine, bambaşka bir iklime, ışığa, insanlara. Adio Kerida imiş ismi. Sevgiliye veda şarkısı olmalı bildiğim kıt ispanyolcayla o kadarını anlayabiliyorum. Ama bu şarkı ile "müzikle seyahat etmek" ten ne kastettiğinizi anladım sanırım. Mükemmel. Nerden buldunuz kim bilir?
YanıtlaSilTam demek istediğimi yaşamışsınız. Dünya müzikleri dinlerken bu durumu yaşayabilmek müziğin sihiri. Adio Kerida'nın bende bir kaç farklı yorumu var. Anonim bir şarkı. Engizisyondan kaçan Seferad yahudilerinin müziği. Toledo ve Endülüs bölgelerinde yaşayanların doğuya göçünün hüzünlü şarkısı. Buradaki "sevgili" bir anlamda ayrılınan vatan. CD'yi İstanbul'da Tünel'deki Lale Plak'tan aldım. Bir versiyonunu da İspanya'dan edindim.
SilSize bu yorumu yazdıktan sonra nette araştırdım. Dediğiniz bilgilere ulaştım. En çok Yasmin Levy'nin yorumu var. Üç beş tanesini dinledim fakat playlisttekinin tadını onlarda bulamadım. Playlisttekini kim söylüyor bilmiyorum ama bende Küba, Venezüela 'da olabilir, yaz ortası, gece, tek katlı evlerin kapıları pencereleri ardına kadar açık, sıcaktan insanlar şıpır şıpır ter döküyorlar, sokak lambalarının o turuncu kızıl ışığının altında oraya buraya eşiklere oturmuşlar, bir tanesi gitarı almış eline, bazılarının elinde yelpaze,gözler bir yere dalmış, bir tanesi güzel sesiyle şarkı söylüyor, beni de içlerine almışlar, geç otur sen de demişler, özel bir ilgi göstermiyorlar ama ilgisiz de değiller, her birinin bir hikayesi olan insanlar, ve hayatın geçip gitmesini seyrediyorlarmış ve sanki benim hayatımın seyahatiymiş gibi geldi :)))) Bütün bunlar ben mutfakta yemek pişirirken oldu. Gerçekten sihirli.
Silİlk kez dinlediği şarkılarda,
YanıtlaSilsenarist yanı hemen açığa çıkan
biri olarak
fikrinize katılıyor,
zevkli seçimleriniz için
teşekkür ediyorum.
Bu arada en güzel senaryo
''KALİNİFTA'' da oluştu..
Merhaba Serdar Bey
YanıtlaSilTayinimi Bodrum a isteyip kesinleşmesinden sonra sürekli yazın gelen biri olarak bahar ve kış aylarında "sahici" Bodrum nasıl olur diye merak edip internette oraya buraya bakarken rastladım bloğunuza.
Okuduğum andan itibaren içimden size hep teşekkür ettim
Samimi basit net rehberliğinize başvurmaya devam...
Ev yerleştirmesi koşuşturması biter bitmez soluğu Mahmut Kaptan'da aldık ve
"ohhhh beee dünya varmış" ı kimbilir kaç defa söyledik.
demem o ki tekrar teşekkür ederim.