“Duyuru! İlçemizde akşama doğru Orta Akdeniz’den beklenen şiddetli
yağış nedeniyle vatandaşların dikkatli olmasını...” diye başlayan anonslar
yazın bitmekte olduğunun habercilerinden biri. Bu sabah Bodrum, okulların
açılmasıyla birlikte şehirlerine dönenler nedeniyle bir gün öncesine göre bile
çok daha boştu. Artık sadece sezonu uzatan emekliler ve bizler kaldık.
|
Bu sabah (16 Eylül Pazartesi) işe giderken Bodrum'un bizlere kaldığını anladık. En kalabalık yerlerden garaj bölgesinin sabah trafiği buydu |
|
Kışın şiddetli yağmur sonrası ofisin önü |
|
Yağmurda Gümüşlük yolu |
|
Bodrum'a yağmur geliyor |
|
Kışın merkezde en yoğun trafik böyle oluyor |
Ben yağmuru Bodrum’da sevdim. İstanbul’dayken hiç haz etmez,
yağdığı zaman söylenirdim. Bebek’teki evde boğaza karşı seyretmesi zevkliydi
ama dışarıdayken hiç te öyle değildi. Trafik iyice kilitlenir, yollar çamur
içinde kalır, taksi bulmak mesele olur. Şehir pis olunca yağmur şehri
temizlemeye değil çamur üretmeye yarıyor. İstanbul hep inşaa halinde bir
şantiye olduğu için de tozsuz halini hiç hatırlamıyorum.
|
Bebek'teki evden yağmur güzel görünüyordu ama dışarıda olmamak kaydıyla |
Bodrum’a taşınırken ben arabayla önden yola çıkmıştım. Ertesi gün
kamyonla eşyalarım gelirken Bodrum kamyonu yağmurla karşıladı. Günlerden 5
Nisan’dı, bahar yağmuru yağıyordu. İstanbul alışkanlığıyla yağmura saydırmış
olmalıyım. Ertesi sabah pırıl pırıl bir havaya uyanmıştık oysa. Sonraları
Bodrum’u yaşarken daha sevmeye başladım ki bunda yağmurun çok etkisi oldu.
İstanbul’da hava gri oldu mu en az bir hafta on gün güneşi görmediğimi bilirim.
Bazen bu yirmi günü bulur, beni depresif yapardı. Bodrum’da yaşayınca en kapalı
havanın kırksekiz saatte dağıldığını ve güneşin olanca parlaklığıyla yeniden
çıkmasının hazzını yaşayınca buraya bir daha vurulmak çok normal. Yağmurun
ıslattığı topraktan yayılan kokunun üzerine çıkan güneşin ısıttığı hava
karışınca... hele dalgaların sahile attığı makarna yosunların yaydığı iyot
kokusunu içimize çekerek Kumbahçe’de yürürken yağmur sonrası enseden ısıtan
güneş, Bodrum’u kışın yaşayanların tattığı Ege nimetlerinden biri. Yürüyüşü
Berk Balık’ta sonlandırıp, cama vuran yağmurun ardından kaleyi seyrederek
rakımızı yudumlamak...
|
Yağmur sonrası açan güneş ve mis gibi toprak, çiçek kokan sokaklar |
|
Kışın yağmur sonrası çarşı... Bir de burayı yazın düşünün |
|
Bir yağmur sonrası gün batımı |
|
Kos'a yağan yağmur Bodrum'a yaklaşırken |
|
Bu ise yağmur öncesi gün batımı |
|
Yağmur geliyor... |
|
Fırtınayla karışık yağmura çeyrek kala |
|
Evde yağmur yağdıktan hemen sonra |
|
Yağmur yağarken karşıda Kos kayboluyor... Ofisten görüntü |
|
Bu da mayıs ayının başında şahit olduğum bir doğa olayı. Ofisten, aynı açıdan çekildi. Bulutlar tutulacak kadar yakındı |
|
Turgutreis'te yağmur |
|
Merkezde kışın lodos |
|
Gümüşlük'te yağmur |
|
Lodosun devirdiği ışıklı yılbaşı ağacımız |
|
Belediye çalışanları bir lodos sonrası sahili temizlerken |
|
Hemen yağmur sonrası |
Kışın en sert döneminde, bazı akşamlar lodos fırtınasına şiddetli
yağmur da eklenir. Adamın akıllısı o havada burnunu çıkarmaz ama ben öyle bir
unvan peşinde olmadığımdan, sarı çizmelerim ve sarı yağmurluğumla yürüyerek
Mahmut Kaptan’a gitmişliğim çoktur. Benden başka bir iki deli dostla orada
buluşur, meyhanede kaptan dahil beş altı kişi olur gecenin keyfine varırız. Gök
tepemizde gümbür diye patlayınca Mahmut Kaptan kampanasına vurur “hadi yassu
vre” der biz de kadehleri birbirine vurur bu ahenge uyar, eşlik ederiz.
Hafta sonuna denk gelen yağmurlarda güneş çıkınca bazen arabaya
atlar koyları gezeriz. Yazın insanların alt alta üst üste olduğu, köye girişte
otomobillerin milim milim ilerlediği koylarda bizden başka kimsecikler olmaz.
Akyarlar’da kahveye uğrar adaçayı içeriz mesela. Yalıkavak’ta köftecide köfte
yer uzun yürüyüşler yaparız. Gümüşlük’te kahvede çay içeriz. Bazen de hiç bir
amaç olmadan evden Torba’ya gider oradan Türkbükü, Gündoğan, Yalıkavak,
Gümüşlük, Kadıkalesi, Turgutreis, Akyarlar, Karaincir, Yahşi, Ortakent, Bitez
üzerinden eve dönerim. Bu yarımada turu demektir ve kışın arabanın camlarını
açıp içeri dolan yağmur kokusunu soluyarak gezinmek insanı sarhoş eder. Bazen
iyot kokusunu alır bazen çiçek bazen ıslak ot kokusunu fark edersin, mutlu
olursun.
|
Kışın yağmurlu bir akşam Kaptan'a gelmiştik... |
|
Bu fotoğraf şubat ayında, yağmurun ardından çekildi. Yağmur sonrası Zazu'ya uğramış Ahmet ile kahve içmiştim |
|
Kış gecelerinin alemlerinden |
|
Yağmuru sevme nedenlerime, yağmurların ardından çıkan mantarı da eklemeliyim. |
|
Bir kış sabahı Bitez'de kahvaltı... yağmur yola çıkmış geliyor |
Yağmurda evde olmanın da yeri ayrıdır. Bazen yine anons yapar
belediye ama bu sefer yağmurun yanında “...hızı saatte 90 kilometreyi bulacak
keşişleme...” diye devam eder. İşte bu anonsun anlamı şudur, kepenkleri kapa ve
yerinden kıpırdama. Bu evden dışarı çıkıp yürünecek lodos fırtınalarından
değildir. Tabela, ağaç ne varsa söküp atabilir. Yani şiddeti geçene kadar
ortalıkta pek dolaşmamak gerekir, kafana her an bir şey düşebilir. Bu gibi
havalarda yapılacak en iyi şey şömineyi yakıp, kitabını veya dergini alıp
ayağını uzatmak, müzik dinlerken arada dışarıdan gelen fırtınanın sesine kulak
kabartmaktır. Gece yattığımda, sokağın sessizliğini yırtar gibi marinadan
gelen, teknelerin direklerinin arasından geçerken ıslık çalıp vuvvv sesi
çıkaran lodosu dinlerim. Kimi için korku filmi efekti olabilir ama ben bu sesi
dinlemeyi severim, öyle uykuya dalarım.
|
Gümüşlük Limon'un kapanacağı gün oradaydım, birazdan yağmur başladı |
|
Kışın fırtınada bazen evden çıkmamak gerek |
|
Yağmurlarla beraber sonbahar başlıyor ve bahçedeki begonviller veda ediyor |
|
Kış gecelerinden... |
|
Yağmur sonrası evin bulunduğu sokak |
Dedim ya ben yağmuru Bodrum’da sevdim. Bu akşam, dört aydır ayrı
kaldığımız sevgiliyle kısa bir buluşmamız olacakmış. Belediye öyle dedi;
“Duyuru! İlçemizde akşama doğru Orta Akdeniz’den beklenen şiddetli yağış
nedeniyle vatandaşların dikkatli olmasını...” Yarın öğleye doğru da herhalde denize
gireriz kim bilir.
Bodrum kışın başka güzel. Yaşamak lazım :)
YanıtlaSilYaşım 19 blogunuzda ki bütün yazıları okudum büyük bir zevkle 2006 yılından beri her yaz Bodrum'a gitmekteyim.. Bodrumu anlık fotoğraflarla ne zaman görmek istesem blog sayfanızda ve sosyal ağınızda buluyorum kendimi:) Hatta kendi kendime diyorum ki yaklaşık bir hafta girmeyeyim fotoğraflar biriksin ki merakla bakayım diyorum... Keşke her saniye fotoğraf atsanız dediğimde oluyor :) Takipteyim..
YanıtlaSilOzan V.
gelemedi yağmur,belediye anons yapıp durdu ama sanırım gece geç yağacak, havasını sevdiğimin Bodrum'u:)
YanıtlaSilSamimi ve yalın anlatımınız bana yazı yazmak için ilham veriyor.
YanıtlaSilBodrum kışın daha güzel gibi.
YanıtlaSilTartışmasız öyle.
SilBlog'unuzu okumaya bayılıyorum.Hele resimler yokmu???? mest oluyorum Ruhunuza sağlık
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilSerdar Bey,
YanıtlaSilBir ara o şirin evinizi de konu başlığına taşısanıza. Varsa bir hikayesi, konumu, ayrıntıları, yaşam alanları ve de güzel ilave görüntüleri ile...
Evin hikayesini bilmiyorum doğrusu. Ama zaten bunu yapmam doğru olmaz, o kadar da ortada olmak bana göre değil.
SilYağmur Antalya yada yağar ama siz Karadeniz de görünüz.
SilŞimdi tünellere aldılar dereleri ırmakları,İsrail'e nehir yapacaklar...sanırsın.