Bodrum'da geçirdiğim yaz ayları

Eylül ayının gelmesiyle sanki birisi düğmeyi çevirdi ve hava değişti. Otuzbir Ağustos gece yarısı rüzgar çıktı, daha da durmadı ve gelen rüzgar Bodrum’a sonbaharı getirdiğini söyledi. Artık Bodrum’un içi akşamları yaz ayları gibi boğucu sıcak değil. Gece cam açık yatıyoruz ama sabaha karşı pikeyi üstüme çekmiş buluyorum kendimi. Yavaştan akşamlar daha erken olmaya başladı. Sabah plajdan ofise yürürken boncuk boncuk alnımda biriken ter artık yok. Plajda çocuk gürültüsü kesildi, çocuklu aileler şehirlerine dönüp kış programına başladılar bile.

Şimdi birkaç güne kadar bu deli rüzgar duracak ve mevsim dönümü tamamlanacak. Ondan sonrası ta Kasım ayının ortasına kadar benim için Bodrum’un en güzel dönemi. Rüzgarlar kesilince hava -klişe deyimle- şerbet gibi olacak. Sabahları denize girerken hafif bir üperti hissedeceğim. Denizden çıkarken de dışarısı biraz serin mi ne diye aklımdan geçecek. Plajda benden başka ya bir iki kişi olacak ya da bu sabahki gibi kimse olmayacak. Dört köpek her zamanki yerlerinde uyuyor olacak. Deniz neredeyse kıpırdamayacak kadar sakinleşecek, yazın açıkta gördüğümüz beyaz dalgalar yerini lacivert renge bırakacak. Bahçemdeki begonviller dökülmeye başladı, önümüzdeki günlerde bu hızlanacak ve her sonbahar olduğu gibi yine her gün bahçeyi süpürürken söyleneceğim. Sonra yaz geldiğinde begonviller açtığında söylenerek süpürdüğüm günleri unutacak iyi ki şu begonviller bahçemde var diyeceğim. İşte böyle böyle biz Bodrum’da yaşayanların en sevdiği sonbahar ve peşinden gelen sarıyaza hazırlanıyoruz. Bence sarıyazı yaşamamış olan Bodrum’u bilmiyor demektir. Çünkü en güzel mevsim işte bu sarıyaz dönemi. Bodrum’u sevenler olarak ne yapıp edip mutlaka sarıyaz döneminde bir hafta sonu gelmelisiniz. Sarıyaz dediğim tarifeli değil tabii ama kabaca ekim ayının ikinci haftası ile sonrasındaki onbeş gün diyebilirim. Bazen öne gelir bazen arda kalır ama aşağı yukarı bu mevsimdir. İstanbul’un pastırma yazının karşılığı gibi.

İşte Eylül ile birlikte sonbahar başlıyorken bu yazın nasıl geçtiğine dair notlarımı fotoğrafların altına yazayım istedim.

Yaz, İstanbul'daki Gezi ruhunun Bodrum'a yansıması ile başladı

Temmuz ayına kadar çok sıcak olmayınca Bodrum'dan ayrılmak istemedim. Temmuz'un ilk haftasının sonunda Yalıkavak'a geçtim
Yalıkavak
Yeni yapılan Yalıkavak Palmarina tam karşımdaki çekek yerindeki faaliyetleriyle 7/24 gürültü yapmaya başladı
Yalıkavak'ta alıştığım, sevdiğim huzurlu gün batımlarının son demlerini yaşadığımı bilmiyordum. Marina AVM'si her yönüyle Yalıkavak'ı tahrip etti, çevreye gürültü yaydı
Çardaklı'da iki üç kez rakı-balık yapacak fırsat bulabildim
Dört, beş kez de Yalı Kıyı'da gün batımına kadeh kaldırdım
Granit kütlerle bir marinadan çok AVM'ye benzeyen Yalıkavak Palmarina benim için adım atılmayacak kadar züppe ve gelen tipleriyle çekilmez bir yer oldu.
Burası Kanyon değil Yalıkavak Palmarina'nın girişi
Palmarina
En güzel gün batımlarını Yalıkavak'ta ancak bir ay kadar izleyebildim
Deniz Kızı'nda günü bitirirken
Burnumun dibinde sinek gibi konup kalkan helikopterlerin tozu ve gürültüsü bıktırdı
Bodrum'un en iyi beachi olarak kabul ettiğim Xuma'ya da ancak üç dört kez gidebildim
Sonunda hem oturduğum yerdeki kötü müzik çalan zevksiz mekanların gürültüsü, hem marinanın Yalıkavak'ın havasını değiştirmesi sonucu Yalıkavak ile vedalaştım ve Bodrum'a döndüm. Artık yaz kış Bodrum'dayım, Yalıkavak defteri kapandı
Bu yaz da pazarlardan taze malzeme ile yemekler, salatalar yaptım
Meyve deyince bunu da anmadan geçmek olmaz. TEB'in dünya üzerinde bir ikincisi olamayacak kadar çirkin ATM'si. Mandalina olduğu hakkında iddialar olsa da böbrek, kabak diyenler de var ki haksız sayılmazlar. Ben kısaca TEB'in ŞEY'i diyorum



Sabahları ofisin önünden denize girdikten sonra pazardan aldığımız malzemeyle kahvaltılar yaptık



Ofisin önündeki tertemiz deniziyle sahil bu yaz beni kurtardı
Mavi bayraklı ofis
Sabahları ofisin balkonunda durum
Sabahları denize girerken Datça'dan gelip önümüzden geçen feribot
Yazın son günlerinde artık plaj da sakinleşti
Plajda deniz sonrası sabah çayı

Bu yaz iyi çalıştık, tempo yüksekti. Ekipten Özlem ve Murat
Yazın iş için iki defa İstanbul'a gittim
İstanbul'da gördüğüm bu manzara Bodrum'daki hayatımın değerini bir daha hatırlattı
İstanbul'a her gidişimde bundan daha çirkin olmaz dediğim yapılardan daha çirkin yapıların eklendiğini görüyorum
İş için gittiğimde, kimselerin olmadığı Şükrü Saraçoğlu stadını gezdim
Bir basın toplantısı düzenliyeyim dedim...
Porsche'si olmayan Fenerbahçe'de takıma giremiyor galiba
Bir geceliğine Alaçatı'ya gittim
Alaçatı'dan değil ama  Taş Otel'den çok memnun kaldım
Ağustos sonunda yine bir gece için gittiğim Çökertme mükemmeldi
Akyarlar'daki Mehtap restoranda güzel bir rakı-balık akşamı yaptık. Bir de karşıdaki ucube Kefaluka Oteli olmasaydı...
Bir pazar günü Güvercinlik'te balık yemeye gittik
Güvercinlik
Taş Otel'den
Ağustos boyunca -hele bayramda- gelen, çoğunluğu 34 plakalı araç trafiğinden bezdik
Yalıkavak defterini kapatıp Bodrum'a geçince, Bodrum'un yaz akşamlarını yaşadım. Yalıkavak'tayken yaz boyunca bir iki kere inerdim
Bodrum'da bayram kalabalığı
Çisem ve Ahmet ile Zazu'da bir bayram akşamı
Bu da Mahmut Kaptan'lı bir Zazu akşamı. Yine bayramlaşma bahanesiyle
Valideyle Akyarlar'da rakı-balık yaptık
Uğurcan'lar bayram sonu bir geceliğine Bodrum'a geldiler
Hüsnü Baba'lı ve İstanbul'dan gelen Murat ve eşinin, Ayşegül ve Ahmet'in de olduğu bir Berk Balık gecesi.
Hakan ile Türkbükü'nde Garo's rakı-balık akşamından
Yazın kaptanımızın doğum gününü kutladık
Mahmut Kaptan'ın evindeki doğum günü akşamından. Emrah kaptan, Tuna ve kaptanın eşi ile
Mahmut Kaptan'ın evindeki doğum günü akşamının nefis mezeleri
Temmuz ve Ağustos ayları hariç bisikletle ofise giderken Hüsnü Baba'yı sabahları dükkanı temizlerken buluyordum
Gümüşlük'teki Limon'da güneş batırmadan yaz geçmez
Yalıkavak'ta Gülten Abla'nın lokantası
Arada bisikleti de tamire götürmek gerekti
Ağustos sıcağında evin verandasında vantilatör desteği almadan durulmuyordu

Bodrum'daki kutlamaların vaz geçilmezi Vosvos kulübü 30 Ağustos için de meydandaydı
Yaz ışığı evin içinde Küba, Meksika esintisi yaratıyordu
Ağustos ayında mehtapta Bodrum'un nefis görüntüsü
Yazın en sık gittiğim mekanlardan biri Gemibaşı ise...
... diğeri de Berk Balık'tı
Bu yaz Yalıkavak'taki köfteciyi hiç boş bulamadığımdan yiyemedim
Bayram kalabalığında evin bahçesine sığındım



Ağustos'un bitişiyle boşalan Bodrum

Yalıkavak'tan ayrılınca yazı geçireceğim Bodrum'daki evin bahçesinde tadilata giriştim
Uzun zamandır bir türlü ilgilenemediğim bahçe sonunda bahçeye benzedi. Şimdi sonbaharda burada nispeten serin akşamlarda oturmaya hazırlanıyorum

Hepimiz için huzurlu, sağlıklı ve mutlu bir sonbahar olsun...

Yorumlar

  1. Her mevsimin tadı başka Serdar Bey, hayatta olduğu gibi...

    İyi kışlar,

    İhsan Usel

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim, size de...

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Serdar Bey,
    Yazılarınızı keyifle okuyorum. Ekim'de bayram sonrası Bodrum'a bir keşif gezisi yapacağım. İstanbul'da yaşamıyorum ama kaçılası bir köyde yaşadığımı söyleyebilirim ( her akşam camiden avaz avaz kuran okunan, en yakın alkol satıcısının 10 km uzakta olduğu, İzmit'te bir köy... Ot yetiştirip içmeyi tercih ediyormuş buradakiler...)
    Niyetim Bodrum'a yerleşmek ama çevremin bu konuda pek destek olduğunu söyleyemeyeceğim. Herkes bir şekilde en önemli şeyin para olduğunu düşünüyor. "Ben bu işte çok mutsuzum" dediğim ailem bile... Neyse fazla dramatize etmemeyim. Bir sürü insan size sorular soruyor, danışıyor filan... Bense sıkmam istemem sizi ama umarım karşılaşırız Bodrum'da :) Yalnızlığı sevmeniz ( ben aşığım yalnızlığıma :) ) , özgürlüğünüze düşkünlüğünüz, keyifli ve zevkli yaşam tarzınız o kadar yakın geldi ki bana sanki yıllardır tanıdığım bir dostum varmış gibi geliyor Bodrum'da... Başarabilirsem bu mutsuz döngüden kurtulmamda payınız olacağı kesin :) öyle ya da böyle teşekkür ediyorum size...
    Çok sevdiğim Kavafis'in Kent şiirini unutmak istiyorum bu akşam onun yerine " ... Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum" demek istiyorum.
    Selamlar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba. Eğer bir şeyi çok istiyorsanız er geç o oluyor. Siz de buraya gelmeyi çok istiyorsanız hayat size buraya gelmenizi sağlayacak kanalları açıyor. Bu kanallar iyi veya kötü sebepler olabilir. Ama sonuçta sizi buraya getiriyor ya. Geldiğinizden haberim olursa belki bir fırsat yaratabiliriz. Şimdiden bol şans dierim.

      Sil
    2. Haklısınız, gerçekten istemek önemli. 19-26 Ekim arası orada olacağım. Buradan yazarım yine size gelince, uygun olursanız görüşebiliriz umarım. Keyifli mekanlar listesini alırım sizden :)
      Burada kötü sonbahar yüzünü göstermeye başladı bile, güneşe hasret günler uzak değil artık.
      Sakin Eylül'ün ve Sarıyaz'ın keyfini çıkarın, arada böyle bizimle de paylaşın ki bir yerlerde güzel insanlar mutlu, huzurlu yaşıyor diye umudumuzu koruyabilelim biz de.
      Teşekkürler, sel

      Sil
  4. Ada Bey,

    Yükses ses ve alkol tedariği gibi sorunları çözmek için Bodrum'lu olmaya kalkışırsanız cok coook fazla düşünün derim. Serdar Bey de belirtiyor bazen; geçmişi, işi ve yaşı Bodrum'undan zevk almak için en ideal bileşeni oluşturuyor ve emin olun her blog okuru sizinle aynı duyguları -tam da sizin hayaliniz olduğu- besliyor. Sözün özü bu işler tavisye vs ile olmaz, konuyu içselleştirebilmişseniz zaten ne aile ne benim yorumum ne de Serdar Bey'in dedikleri önemli olmayacaktır. Ancak bunlara ihtiyaç duyuyorsanız en azından şüphe duymaya başlayabilirsiniz.

    Girit

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginize teşekkür ederim:) Sorunun gürültü ya da alkol tedariği konusunda yaşanan zorluk olduğunu düşündürecek bir mesaj yazdığımı düşünmemiştim ama dışarıdan öyle görünüyor demek ki... Her ne kadar nefret etsem de sertifikalı bir muhasebeciyim, SMMM yani anlayacağınız. O yüzden fizibilite yapmayı da biliyorum azıcık :)

      Sil
    2. Kimsenin tavsiyesiyle maceraya atılmak gibi bir niyetim de yok. Siz kısa mesajımla nasıl bu kanıya vardınız bilmiyorum ama... Yaş, iş konusuna gelince... 17 yıldır iş hayatındayım ve yaşım da 41. Bu arada "bey" de değilim "hanım" :) Yanlış anlaşılmak bu olsa gerek :)
      Selamlar,

      Sil
    3. Kolaylıklar dilerim...

      Açıkçası büyük şirketlerde yıllarca birikim yapan birçok SMMM arkadaşım (çoğu big four çalışanlarıydılar) bizden etkilenerek Bodrum hayellerini çok zorladılar. Benim de bugüne kadarki gözlemimi aktarmak istedim. Tabi ki hayalinizi gerçekleştirmenizi umarım...Çok iyi anlatamadım sanırım meramımı...

      Son bir not, bir Bodrum'lu olarak o kadar çok ziyaretçimiz oldu ki inanın artık "Bodrum deneyimleri" konuları zul olmaya başladı. Demem o ki Serdar Bey'i ziyaret etmek isteyenleri görünce anında empati yapıyor ve acı çekiyorum:) Bunu kibarca anlayın lütfen...

      Girit

      Sil
    4. Endişenizi ve iyi niyetinizi anlıyorum :) Ancak hepimiz elimizi yaktıktan sonra anlamadık mı sobaya neden "cııssss!" dendiğini ve daha bir sürü örnek verilebilir bu konuda...
      Bence bu kadar sorumlu hissetmeyin kendinizi. Hayat her yerde hayat, zorsa her yerde zor ve herkes bir şekilde tercihlerini yaşamak ve sonuçlarına da katlanmak durumunda. Yaşadığı olumsuzluklar için başkalarını suçlayan insanlar için yapılacak bir şey olmadığını düşünüyorum. Büyümeyen çocuklar onlar...
      Birileri bir gün " ah o Giritli olmasa o zamanlar yerleşmiştim Bodrum'a, şimdi süper bi hayatım olurdu... " vb de suçlayabilir hani sizi :)
      Herşeyini bırakıp Selanik'ten göçmüş (göçmek zorunda kalmış) ve o korkunç şartlar altında herşeye sıfırdan başlamış bir neslin torunu olarak bu şartlardaki bir göç açıkçası hiç korkutmuyor beni :) "Giritli imzası" karşımda ne demek istediğimi anlayacak biri olduğunu düşündürüyor bana :)
      Sevgiler, selamlar,

      Sil
  5. Bu yaz başı temmuz ayından önce gidebilbildiğim için (kalabalık ve çok sıcak olmadan) şanslıydık ama kendimizi en şanslı hissetiğimiz tarafı en az Bodrum kadar harika insanlarla tanışmamız oldu . Her gidişimizden çok daha farklı sanki Bodrum da yaşıyormuşuz gibi hissettik kendimizi Serdar abi nin sayesinde , çok mutlu olduk , değerli dostluklar edindiğimize inanıyoruz ... ekim ayında tekrar sarı yaz da buluşmak üzre hepinize selamlar sevgiler dostlar :)

    YanıtlaSil
  6. Hüsnü amca yine her zaman ki gibi enerji dolu :))
    Her daim Bodrum'u benim için canlı kıldığınız için sonsuz teşekkürler!
    Ayçin

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bodrum'da ne iş yaparım?

Bodrum'da nereye yerleşilir?

Bodrum'a tatil için geliyorsunuz. Peki nereye geliyorsunuz?