Hiç karşılaşmadığım dostum Müjdat Tolu
Bu
blog sayesinde epeyce yeni insan tanıdım. Bodrum ve Ege tutkusu, şehirden kaçma
fikri, bizleri ortak bir yerlerde buluşturdu. Zaman zaman mail yoluyla, bazen
twitter kanalıya haberleştik. Bazı blog takipçilerimle yüzyüze tanışma fırsatım
oldu. Sıkı dostluklar kurduklarım da var. Kimileriyle Bodrum’da karşılaşıyorum,
“sayenizde buraya geldik” veya “bize cesaret verdiniz” diyenlerin teşekkürleri
beni çok mutlu ediyor. Haberleştiğim, görüştüğüm, bildiğim, bilmediğim tüm bu
blogu okuyanlar, yazanlar benim hayatımın zenginliği oldu.
Bu
yazıyı, blogdaş dediğim bu dostlarımdan birine ayırmak istedim. 24 Ocak 2012
tarihli yazıda Kumbahçe mahallesiyle ilgili birşeyler anlatmıştım. Birkaç gün sonra bir mail aldım. Yazıda geçen Dalavere Mehmet ile ilgili
Baskın Oran’ın güzel bir kitabı olduğunu anlatan blogdaşım beni
bilgilendiriyordu. Teşekkür etmiş ve “asıl Selçuk Erez’in İstanköyaltı Bodrum
kitabını arıyorum ama ne yayınevinde kalmış ne bizim buradaki kütüphanede” diye
dert yanmıştım. Derken bir gün bir zarf geldi. Blogdaşım o kitabı ne yapıp edip
bulmuş ve bana Bodrum’a postalamış. İşte Müjdat Tolu ile tanışmamız böyle oldu. Aşağıdaki bölümde bu konuyu anlattığım yazıdan alıntıyı görebilirsiniz.
Sonra
eşiyle birlikte Ege hayallerinden söz etti, benden fikir almak istemişti. Datça
mı Yalıkavak mı diye yazıştık. Zaman zaman blogdaki yazılarıma yorum yazan
beyefendiyi tanıdığıma çok sevinmiştim. Yazdığı yorumlardan birinde deniz
fenerlerinden söz etmişti, ben de aşağıdaki fotoğrafı göndermiştim. Neden sonra
bu fener meselesini unuttum.
Bu yıl sonunda da mail
yoluyla adresimdeki dostlarıma yılbaşı tebriği gönderdim. Bu sabah Müjdat
Bey’in mailinden bir cevap geldi. Cevabı eşi Mehtap Hanımefendi yazmış.
“Merhaba Serdar Bey;
Ben
Mehtap Tolu. Müjdat'ın eşiyim. Müjdat sizin sayfalarınızı çok severek takip
eder bana sayfalarınızdaki resimlerin hepsini gösterirdi... Çok büyük
hayalimizdi Bodrum ya da Datça'ya yerleşmek. Ne yazık ki gerçekleştiremedik.
Canım Mücom 12 Mayıs 2014 günü akciğer kanserine yenik düştü.. Size cevap verme
nezaketini Mücom mutlaka gösterirdi. Ben bu yüzden bunu size bildirmek istedim.
Size
de iyi yıllar Serdar Bey.
Mehtap Tolu “
Söyleyecek şey kalmadı…
Geçtiğimiz Nisan ayında Datça Knidos’taki fenere tırmanmıştım. Orada bir kapı
görmüş ve çok etkilenmiştim. Bana sonsuzluğa açılan kapıyı çağrıştırmıştı.
Müjdat Bey muhtemelen o kapının ardında ve bunları okuyacak. Bu dünyadan başka boyuta geçenlerin ardından, ışıklar içinde uyusun tarzı yaldızlı laflar etmeyi sevmem. Bana göre başka bir boyutta, başka biçimde sürüyor bu hayat dediğimiz şey.
Bu fotoğraflarla
Müjdat Bey’i hatırlamak istedim. Bu yazıyla da sizlere biraz da olsa kendisini
anlatmak…
Serdar Bey; olağanüstü anlatımınız için size çok teşekkür ederim. İzniniz olursa sevenleri için facebook sayfalarımda yazınızı paylaşmak istiyorum.
YanıtlaSilMehtap Tolu
Rica ederim. Şeref duyarım.
Sil...maalesef hayat 1 gun o da bugun..ve bazen de cok acimasiz..barlas
YanıtlaSilBu güzel yazı, Mehtap Hanımefendi'nin yılbaşı tebriğine verdiği yanıtla içime çok dokundu. Bir anlığına herşey sessizliğe gömüldü. Müjdat Bey'i düşündüm. Ne kadar duyarlı biriymiş. Ne kadar zarif... Neleri sever, kızar, ilginç özellikleri var mıdır gibi sorular döndü durdu kafamda. Görünürde uzak ama bir o kadar yakın dostluğunuza, bu yazıyla taktığınız madalya için teşekkür ederim. ve tabi paylaştığınız için de...
YanıtlaSilMehtap Hanımefendi'nin acısını içtenlikle paylaşıyorum.
Güzel yazılarınızı her zaman keyifle okuyor ve dört gözle bekliyorum.Ama bu yazıda keyif kelimesini çıkarıyorum.İçimi acıttı.Üzüldüm.Ama gösterdiğiniz duyarlılık,incelik farklı duygu sarmalları içinde gezinmeme neden oldu.Tıkandım ya,bir tuhaf oldum.
YanıtlaSildokundu yazı.
YanıtlaSil