Yaz nasıl geçti?

Bodrum’a göç edeli beri hayatımda değişen en önemli şeyi “sadeleşme” diye tarif edebilirim. Bu hayatımın tamamını etkileyen çok temel bir durum. Yaşantımda, tüketimimde, yediğimde, içtiğimde… Dostlarımda, çevremde… Yani hayatımın tümüne dair bir sadeleşmeden söz ediyorum. İstanbul’daki hayatımda olmayan bir sadeleşme içindeyim. Yaşadığım coğrafya, buradaki hayat tarzı bunu yaptırıyor ve daha bitmediğini hissediyorum. Ilk yılları ön arınma olarak nitelendiriyorum. Sonra sadeleşme başladı. Bodrum’un geldiğim yıllara göre kalabalıklaşması, gelen kitlenin İstanbul’u buraya taşımaya çalışmasının bu kadar canımı sıkmasının nedeni bu sadeliğa aykırı tavırlar, tarzlar barındırması. O yüzdendir ki kendimi eskisi kadar burada kalacakmışım gibi görmemeye başladım. Bir bocalama içine girdiğimi söyleyebilirim. Burayı çok seviyorum ama burası benim sevdiğim halden hızla uzaklaşmaya, değişmeye başladı. Biraz daha bekleyip sonra kararımı vereceğim.

Sadeleşmek peşinden ‘azalma’yı getirir. Daha az giysiyle, daha az eşyayla yaşamak bunun bir sonucu. Şimdi artık burada mevsimleri de azalttım. Mayıs ile Ekim sonu arası yaz, Kasım ile Nisan sonu arasına kış diyorum. Aradaki baharları, sarıyazı, güzü atlıyorum. Çünkü buradaki yaşantım iki mevsime göre şekilleniyor. Kış döneminde daha çok evdeyim, yaz döneminde dışarıdayım. Bu iki olgu o dönemdeki yaşantımın tamamını etkiliyor. Hareketlerim, yediğim, içtiğim, sosyalleşmem, kitap okumam, seçtiğim müzikleri dinlemem hep bu iki mevsime göre değişiyor. O zaman dedim ki aradakileri mevsimleri de yaza ve kışa ekliyeyim olsun bitsin.

Hal böyle olunca “bu yaz nasıl geçti?” diye kendime sorayım dedim. Fotoğrafları ve notlarımı açtım. Bu yazının malzemesi çıktı. Böyle geçmiş işte. Fotoğrafların altına notlarımı yazarak devam edeyim.

Mayıs

Mayıs ayının ilk haftası Çökertme'ye gitmiştik. Bir tür yaza merhaba olmuştu.
Ayın ikinci yarısı Ovabükü'ndeydim
Bahçeyi yaza hazırlayıp açılışı yaptığım akşamın fotoğrafı
Hayıtbükü
Ovabükü'nde şahane bir hava vardı
Datça gezilerimin değişmez ritüeli Fevzi dostumda yediğimiz Ege otları ve saatlerce sohbet edip içtiğimiz rakılar...
Günler uzamaya başlamış ki ofis çıkışı hava kararmadan Ali Cengiz'e oturup çay içmişim
Fevzi'nin mekanında Gülüşan ve Fevzi ile
Bir Zazu sohbetinde Ahmet Kurşuncu veHakan Girgin ile
Mahmut Kaptan rahatsızlığını atlatmıştı ve Mayıs ayında Zazu'da ilk kez bir araya gelmiştik
Nejat, Fiona, Hakan ile Hanende Mey'deyiz. Tabii mekan sahibi Osman da...
Bir İstanbul akşamı, Kuruçeşme Marina'dayım. İstanbul'un en sevdiğim yeri yıllarca oturduğum boğaziçi ve deniz dibi meyhaneleri...
Haziran

Sabahları yüzmeye başladığım günler. Ofiste flama niyetine kurusun diye astığım peştemal ve makam bisikletim. Bütün yaz sabahlara bu iki malzemeyle başladım
Haziran ayında Gökova'nın Bodrum'a yakın tarafında dört günlük bir mavi yolculuk yaptık

Yolculuğun sonunda Bodrum'a girerken. Barbaros kaptan, Ahmet, Gülüşan ve kardeşim Sena ile
Gökova'nın paha biçilmez sularında kulaç atmanın tadı...
Her çarşamba Bodrum'a gelen ClubMed gemisinin ilk gelişi
Haziran ayında Hasan'ın Yeri'ne gitmeye başlamıştık. Ancak bu yaz orası da çok kalabalık oldu ve tadı kaçtı
Selçuk ve Simten'in evinde akşam yemeğindeyken. Havva, Ahmet, Gülüşan ve Selçuk ile

Cumaların değişmezi, Bodrum pazarı alışverişimden
Bahçede uzun hafta sonu kahvaltılarından 
Haziran ayında bir anda Suriyeli ve Pakistan/Afganistan/Bangladeş bölgelerinden kaçak göçmenler gelmeye başladı. Yaz boyu dramlarına şahit olduk 
Çetenin Hasan Motel anlarından
Haziran ayında Turunç'taki arkadaşımız Alp gelmişti. Hasan Motel henüz kalabalıklaşmadan gitmiştik
Temmuz

Temmuz ayında iki günlük Söğüt ve Selimiye turu yapmıştım. Selimiye'deki olumsuz değişime bir örnek olsun diye bu fotoğrafı buraya alıyorum. Bunun yanına Migros ve Macro da açılmış. Küçücük bir köyün içine açtıkları marketin alnına çaktıkları logo boyunun görgüsüzlüğü inanılır gibi değil.
Temmuz ayında bir kere daha Çökertme'ye gittik
Bir Çökertme akşamından

Temmuz ayında Bodrum iyice yükünü almaya başlamıştı. Bu yaz ramazanın bitiminden sonra aniden çok kalabalık oldu. Hava da her zamankinden daha sıcak ve nemliydi. Yaz zor geçti, kalabalığı ve nemiyle bunalttı.
Zaman yaratıp anneme, Turgutreis'e ziyarete gittim
Mahmut Kaptan'ın doğum gününü Zazu'da kutladık
Temmuz ayında Datça'ya giderken bu sefer Gökova yolunu kullanmıştım.
Bir gece Ovabükü'nde Poyraz'da kaldım
Datça'da ikinci gece tabii ki merkeze geçtim ve Fevzi'de bir akşam yedik, sohbet ettik
Fevzi ile gündüz Datça tepelerine tırmandık, gidilmemiş yerlere gittik
Söğüt çok güzeldi... 

Söğüt'te Denizkızı'nda istiridye vardı. Mükemmeldi

Annem ile rakı sohbetinden
Ağustos

Ağustos ayında da feribotla Datça'ya geçmişim.
Palamutbükü'nde Mavi Otel
Fevzi'de...
Fevzi ile rakı sohbetinden...
Ağustos ayında Alaçatı ve Karaburun'a giderken yolda yine Ortaklar'a girip Kalyon'da çöp şiş yedim.
Alaçatı
Eşinin görevi nedeniyle Cibuti'de yaşayan, tam kırk yıllık arkadaşım Zeynep'i görmeye Alaçatı'ya gittim

Karaburun'u çok merak ediyordum ve bu sene gidebildim. Yolda lezzet durakları var dedilerdi, öğrenip gittim. Balıkova mesela
Karaburun'u sevdim. Ama bir gece kalabildim, sonra bir daha gidemedim. Önümüzdeki yıl en az iki gece kalmaya gitmek isterim




Bu yaz sabahları denize girdiğim mekana Bobo gelmeye başladı. Özgür ruhlu, deniz aşığı, şahane bir dost
Bir Hanende Mey akşamında Osman, Pınar, Merve ve Osman'ın validesi ile

Giritli Teyze'de bir akşam rakısı. Pınar, Ahmet, Havva, Hakan ve Osman ile
Coka ve Hülya ile Gemibaşı yapmışız
Eylül
Eylül başında Ovabükü'ne gitmiştim. Poyraz'ın Ercan Usta'sının ahtapot ızgarası çok iyidir, her gidişimde tadarım

Otuzbeş yılık arkadaşım Uğurcan bir projesi için Bodrum'a geldi, fotoğrafları çekti ve kalmadan döndü. 
Annem ve kardeşim Sena ile Turgutreis marinasında bir akşam yemeğinde
Derya gelmişti, o akşam hep birlikteydik
Bu yaz Gümüşlük Limon'a sadece bir kez gidebildim. Çok hareketli ve bir o kadar da kalabalık bir yaz geçti. Ne olduğunu anlamadım
Yaz sabahlarımın özeti
Yazın bisikletimi -pardon makam bisikletimi- sıcaklara rağmen kullandım ama bir iki keresinde gerçekten pişman oldum
Yine otuzbeş yıllık arkadaşım, İstanbul çetesinden Yıldırım ile Semin gelmişlerdi, Yalıkavak'taki eski Sait'in yerine, yani Eski Yer'e gittik. Havva, Simten, Selçuk ve Ahmet ile birlikteydik
Bir Datça akşamı daha... Fevzi'de
Fevzi ile...
Ve bir gün hiç durmadan yağdı, geceye doğru hızını artırdı. Akşamına Bodrum sel felaketi yaşadı. Ertesi gün ortalık çok kötüydü
Üç gün boyunca yağmur vardı. Tam bayram arifesiydi
Selden kalanlar
Güneş çıktı diye sevindik, yürüyüşe çıktık ve yine ıslandık.

Kalymnos ve Leros'a gideceğim günün öncesinde çeteyle Gemibaşı'ndaydık. Hilal, Selçuk, Çisem, Simten ve Aytül ile
Yedi yılın sonunda vize işlemlerine başladım ve ilk durak Kalymnos oldu. Sonra o kadar sevdim ki birbuçuk ayda üç defa gittim
Kalymnos'ta Massouri bölgesi
Barbayanni ile tanıştık ve iyi anlaştık




Leros'ta, bir değirmenden otele çevrilmiş mekanda kaldım. Oda o kadar güzeldi ki denize inmedim, tadını çıkardım
Odadan
Odanın verandası

Leros'ta Apostolis'in meyhanesinde bir kutlamaya denk gelmem şansım oldu


Ekim

Ekim ayında artık günler kısalmaya başladı
Ailenin en büyüğü halam ve kuzenlerim Sema ile Leyla gelmişlerdi

Ekim ayı ile birlikte bulutlar belirmeye başlar ve güneş batışları harika olur

Bir gece için Söğüt'e gitmiştik. Kimsecikler yoktu. Harika bir gün geçirdik


Ahmet, Havva ve Hüseyin ile, Hüseyin'in mekanı, benim favori balık mekanlarımdan Gemibaşı'ndayız
Ekim ayıyla birlikte yavaş yavaş ortalık sakinleşmeye başladı
Ekim ayında ikinci defa Kalymnos'a gittim. Osman ile Pınar da oradaydılar, buluştuk
Telendos'ta bizden başka kimsenin olmadığı meyhanedeyiz





Derken üçüncü kez Kalymnos'a gittim

Harika hava vardı ve o pazar günü Osman, Pınar, Merve ile Çökertme'ye gittik.

Kasım

Aslında Kasım ayı başta yazdığım gibi "kış" ayı ama bu sefer bir değişiklik yapıp birkaç fotoğraf koyacağım. Çünkü Mahmut Kaptanımız normalde Ekim ayında açardı meyhaneyi. Bu yıl gecikti. Mahmut Abi açmadan bize kış başlamaz. O yüzden Kasım ayının 2'sinde açmış olmasına rağmen buraya alıyorum.
Bu sezon açılış kampanasını torunu Volga yaptı. İyi bir kış olsun...

Mahmut Kaptanlı çete akşamlarının başlamasından dolayı çok mutluyuz...
Açılış akşamı çete olarak bir aradayız.
Mahmut Kaptanlı nice kışlar, hep birlikte olmak dileğiyle...



Yorumlar

  1. Şu gösteriş meraklısı, marka takıntılı, gözünü para hırsı bürümüş, kendini bişey zanneden zavallıları bi yok etsek, dünya daha yaşanılası bir yer olacak. Boğuyorlar beni, nefrettt ediyorum onlardan. Hadi büyük şehirler bunlarla dolu ama, o güzelim yerleri de keşfedip mahvediyor ya bu görgüsüzler nasıl üzülüyorum.
    Tam da bütün haftasonumu bu insanlarla geçirmek zorunda kalıp darlanmışken, denk geldi, içimi buraya döktüm :) Umarım orada, huzurla geçireceğiniz günleriniz devam eder.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bodrum'da ne iş yaparım?

Bodrum'da nereye yerleşilir?

Bodrum'a tatil için geliyorsunuz. Peki nereye geliyorsunuz?