Kırpık...
Hiç
bir canlı zevk için öldürmez. Hiç bir canlı başka bir canlı türünü “sevmediği,
hoşlanmadığı” için öldürmez. Canlı kalma güdüsüyle, verdikleri mücadele sonunda
biri diğerini öldürür ki bu da doğa yasasıdır.
Sadece
sevmediği ya da gece sesinden rahatsız olduğu için veya ortalıkta
dolaşmalarından hoşlanmadığı için savunmasız, kimseye zararı olmayan canlıları
öldüren yaratık “insan”dır. Hem de sinsice, zehirleyerek.
Kırpık’ı
bilenler vardır. Yaklaşık on aydır benimle beraber olan, Bodrumlu hayatıma renk
katan, bana göre dünyanın en iyi huylu köpeğiydi. Bu sabah, çöpe bırakılmış
zehirli yiyeceği yiyerek onu öldürdüler. Yarın başka bir köpeği de aynı son
bekliyor. Çünkü Bodrum eski Bodrum değil. Burası hayvanlarla bir arada yaşayan,
iyi insanların çoğunlukta olduğu bir yerdi. Yaz sonu sokağa atılan kediler,
köpekler ise Bodrumluların değil, buraya tatile gelen şehirlilerin evcil
hayvanlarıydı. Veteriner dostum “Abi artık Bodrum eski Bodrum değil, sen de
biliyorsun. Kırpık bu hafta ikinci vaka” dedi. Bu yaratıklarla bir aradayız
maalesef.
İlk fotoğrafı. Henüz beni tanımıyor, ürkek... |
İlk iki ay, bana ve yeni hayatına alışması için gece, gündüz, evde, ofiste beraberdik |
Serdar Tanyeli'nin çektiği kare |
Kimseye
zararı olmayan, iyi bir köpekti. Sabahları bahçeye çıkmamı beklerdi. Akşamları
ben bisikletle, o peşimden koşarak mahalleyi turlardık. Kırpık bir sokak
köpeğiydi. Akyaka’da birbirimizi bulmuştuk. Ertesi gün benimle Bodrum’a
gelmişti. Bana ve çevreye alışana kadar hep benimle olması gerektiğini
söylemişti veteriner. İki ay evde, ofiste hep beraberdik. Sonra alıştı. Bahçede
bağlayıp evden çıkıyordum. Arkamdan ağlıyordu önceleri. Sonra alıştı. Baktı ki
ben dönüyorum, ses çıkarmadı. Bahçeye girdiğimde üstüme atlardı. Oynardık.
Fakat her eve döndüğümde onu sıkılmış, mutsuz görüyordum, içim sıkılıyordu.
Sonuçta sokak köpeğiydi ve bağlı olmak ruhuna tersti. Derken bağlamamaya
başladım. Bahçede serbest geziniyordu. Bisikletle bahçe kapısına geldiğimde o
da kapının arkasına koşup kapıyı açmamı beklerdi. Sonra beraber turlamaya
çıkardık. Böyle aylar geçti. Ne zaman ki yaz bitip kış başladı, mahallede köpek
sayısı arttı. Çünkü kışlıklarına gidenler köpeklerini sokağa attı veya yazları
bahçelerde artıklarla beslenen köpekler evler kapanınca ortada kaldı. Benim
evin çevresinde beş-altı köpek yaşamaya başladı. Kırpık onların kokusunu
alıyor, seslerini duyuyordu ve bahçede deli gibi koşuyordu. Canı dışarı çıkmak
istiyordu. Ben de yavaş yavaş bahçe kapısını açık tutmaya başladım. Gece dönüp
kulübesinde uyuyor, gündüz dışarıdaki köpeklerle koşturuyor, oynuyordu. Son iki
aydır mahallenin sevgili köpeği olmuştu. Komşuların köpekleriyle arkadaşlık
ediyordu. Bazı geceler gelmiyordu, ertesi gün komşum “Kırpık bizim köpeğin
kulübesinde onunla beraber uyudu merak etmeyin” diyordu. Marina çarşısına
gidiyordu, Çisem arıyordu “Kırpık burada” diye. Ebow Bar’dan hatta
Kumbahçe’deki mekanlardan arıyorlardı. Geçtiğimiz hafta da Zazu’ya dadanmıştı.
Ahmet telefon açıp takılıyordu “Senin hesaba bonfile yazıyorum, Kırpık yiyor”
diyordu.
Ahmet ile Zazu'da... |
Çisem' ile marinada |
Neriman evin kıdemlisi olarak önce hiç hoşlanmamıştı. Ama Kırpık o kadar iyi bir köpekti ki Neriman'ın kaprislerine hiç ses çıkarmadı |
Bir
kaç saat önce komşum aradı, haberi verdi. Kırpık çöp karıştırırken oraya
bırakılanı yemiş, veteriner dostumuz Ahmet Kurt’a götürmüşler ama durumu iyi
değil dedi. Anladım. Gittim. “Çok kuvvetli bir zehir koymuşlar, öyle böcek
ilacı falan değil” diye karşıladı veteriner Erkan.
Kırpık
gitti. Onun canını alanlar aramızda elini kolunu sallayarak yaşayacak. Burası
kedisiyle, köpeğiyle bir arada yaşayanların beldesiydi. Çocuklar evcil
hayvanlarla kucak kucağa büyürlerdi. İlk taşındığımda dikkatimi çeken şeylerden
biri de, köpeklerin ne kadar candan olduğuydu. İstanbul’da köpekler saldırır,
hırlar falan, burada hiç öyle şey olmamıştı. Çünkü insanlar köpeklere iyi
davranıyorlardı, köpeklerin de huyu bozulmuyordu. Arabalar durup karşıdan
karşıya geçen köpeklere yol verirdi. Şimdi BMW’li tipler bana mısın demiyor. “Bodrum
bozuluyor” derken çok geniş bir konudan söz ediyorum. Köpeklere –genel olarak
evcil hayvanlara- saygı da bunlardan biriydi. Bu hasletimiz de kayboluyor. Kırpık
ne ilk ne de son olacak. Yarın birinin daha canı yanacak, bir can daha gidecek.
Çok
üzgünüm... Ve öfkeliyim.
Çok üzüldüm. Hiç hesapta olmayan bir şey. O zehiri hazırlayanla aynı yerde yaşamaya devam etmek daha da zor.
YanıtlaSilÇok üzücü, yazdığınız gibi Bodrum'da tüm ülke gibi kötü ruhlu insanlarla dolmaya, önlenemez şekilde bozulmaya başladı. Konuşup derdini bile anlatamayan, yalnızca sevgi isteyen canlılarla aynı yerde yaşamaya bile tahammülü olmayan bu zihniyetin yatacak yeri olmamasını dilerim ama devir bu ruhu kirlenmişlerin devri olduğu için bu temenni de yerini bulmayacak.
YanıtlaSilBaşınız sağolsun
Çok üzüldüm. Bu güzel cana kıyanlara lanet olsun. Başınız saģolsun.
YanıtlaSilacınızı ve öfkenizi paylaşıyorum.. çok çok üzüldüm..
YanıtlaSilAyfer M.
Çok üzüldüm Serdar! :(
YanıtlaSilCanım kırpık tam da mutluluğu bulmuşken, mutsuz acımasız insanların nefretini bulup yemiş. Bilememiş, yiye yiye bitiririm sanmış, bu nefret yemekle bitmez Kırpık'ım.
YanıtlaSilÜzüntüyü, kederi yanlarında oraya götüren tedirgin, güvensiz kişiler. Abi senin el adaları işaret ediyor, yaşanmaz bunlarla.
YanıtlaSilçok üzüldüm, kötülük kelimesi yetersiz
YanıtlaSilBaşınız sağolsun, çok çok üzüldüm! :(
YanıtlaSilÜzgünüm... 2 yıl önce Konacık'ta kedim zehirlenerek öldü, aynı öfke ve kızgınlık içindey/d/im...
YanıtlaSilİnanasım gelmiyor iyiler sessiz kaldığı sürece kötüler cirit atıyor.Yastığa başlarını nasıl koyuyorlar acaba bir ekmeği nasıl yiyorlar,çocuklarına nasıl sarılıyorlar gözlerine nasıl bakabiliyorlar acaba......
YanıtlaSilÇok şaşkınım ve çok üzüldüm.. Kırpık çok hisli bir hayvana benziyordu. Bakışlarından yaşanmışlıklarını ve duygularını görebiliyor ve sizinle olan dostluğundan dolayı onun adına çok seviniyordum. Kendi karanlıklarına bizi de hapsetmeye çalışan ve böylesine masum canlıların yaşamına son verebilen bu vicdansızlara en galiz küfürlerimi ve lanetlerimi gönderiyorum. Affet bizi Kırpık seni de bu ülkenin zifiri karanlığının saçtığı kötülükten koruyamadık. Güle güle..
YanıtlaSilHaberlerde görmüştüm sizi twitterdan takip ediyordum ama haberin sizinle ilişkisi olacağını bilememiştim çok üzgünüm çok şey söylenebilir bunu yapanlar hakkında ama gerçekten insanlardan ve bu hayattan yoruldum.
YanıtlaSil