GÜNEYDEKİ ON İKİ ADALAR SEYRİ-1/KOS, NİSYROS

Kiminiz biliyordur, üç yıl önce Glaros adını verdiğim yelkenli teknemi alınca Bodrumlu Mavi Hayat adını verdiğim bir başka blog açmıştım. Orada sadece Glaros ile yaptığım gezileri ve denizcilik ile ilgili konuları anlatıyorum. Orada bir yazı yayınladığımda buraya da linkini koyuyordum. Bundan sonra o blogda bir yazı yazdığımda aynısını buraya da ekleyeceğim, sadece girişine, şimdi yaptığım gibi bir iki cümle ekleyeceğim. aşağıdaki yazı on dakika önce Bodrumlu Mavi Hayat blogumdaki yazının aynısıdır.

Son yazımda, Astypalaia odaklı yaptığımız seyrin son durağı olan Nisyros ve Kos’tan söz etmiştim. Bu sefer rotamız Kos ile başlayıp, aynı gün Nisyros ile devam etti. Yani bir önceki seyrimizin son durakları, bu seyrimizin ilk durakları oldu.

Bayram tatilini dokuz güne bağlayarak, On İki Adalar’ın güneyindeki adalara seyir planladık. Yani Kos’u tam ortada kabul edersek –ki Bodrum’un karşısına denk gelen bu ada gerçekten de orta kalan adadır- güneye doğru sırasıyla Nisyros, Tilos, Halki ve Symi adalarını kapsayan bir rota yaptım.

Rota çalışırken Ali Boratav'ın Mavi Yolculuk Rehberi'nden fikir aldım.
On İki Adalar’ın her ne kadar isminde 12 sayısı geçse de aslında 12’den fazla ada vardır. Yunanistan’ın idari/siyasi bölgelerinden biri de bu On İki Adalar’dır. Ya da Yunanca adıyla Dodekanisos bölgesi. Haritaya bakınca, bizim sahillerimize yakın bir hat üzerinde dizilmiş irili ufaklı adaları görürsünüz. Bugüne kadar kuzeyden başlayarak Fourni, Lipsi, Arki, Marathos, Agathonisi, Patmos, Leros, Kalymnos, Kos, Nisyros, Tilos, Halki, Symi, Rodos ve bu hattın dışında, Kiklad takım adaları ile On İki Adalar’ın ortasındaki Astypalaia’ya gittim. Yani 15 adayı gezdim. Kuzeydeki Fourni ve Samos ile, Astypalaia rotasındaki Karpathos, Kasos, yazları sadece bir ailenin yaşadığı küçük Levithia ve Kaş’ın karşısındaki Meis’i de görürsem diziyi tamamlamış olacağım. Gittiğim adalardan Fourni ve Rodos’a sadece feribotla, diğerlerine hem feribot hem de Glaros ile gittim. Mesela bir iki gün için sadece Kalymnos’a gideceksem Glaros ile gitmiyor, feribotu tercih ediyorum. Çünkü Türkiye’den çıkış, Yunanistan’a giriş, Yunanistan’dan çıkış, Türkiye’ye giriş hem uzun iş hem de çok pahalı. Kabaca minimum 2.000 lirayı gözden çıkarmanız gerekir. Oysa feribotla bundan çok daha ucuza gidiyorum. Otel parası da eklesem yine de değmiyor. Daha önce de yazdım, eğer uzun süreli ve en az iki kişi gidiyorsanız tekne ekonomik. Hele dört kişiyseniz daha makul. Size dört kişilik ekip ve 37 ft bir tekne için güncel fiyatları yazayım; Bodrum giriş/çıkış, transitlog işlemleri için acente 800 TL aldı. Kos giriş işlemi için 230 EU ödedim. Bu fiyatın içinde Glaros ebadındaki tekne için ödenen 33 EU yeni Yunanistan vergisi dahil. Kos bu konuda pahalı ada, Liman vergisi, bağlama ücreti yüksek. Kalymnos’ta bu işlemler daha az tutuyor. Çıkışı Kos’tan yapsaydık 125-150 EU öderdik muhtemelen. Symi’den çıktık 50 EU ödedik. Yani adalarda standart bir fiyat yok. Kaldığımız adalarda limana bağlandığımızda 9-18 EU arası farklı ücretler verdik.

Rotamızı Bodrum-Kos-Nisyros-Tilos-Halki-Symi-Datça-Knidos-Bodrum olarak planladık. Süremiz de dokuz gündü. Yunanistan çıkışını yukarıda yazdığım gibi Symi’den, Türkiye girişini ise Datça’dan yaptık. Aşağıdaki haritada rotamızın ilk bacağını görüyorsunuz.


10 Ağustos günü Gümbet’ten çıkacaktık. Bir gün önce kumanyayı aldık, yerleştirdik. Evlerde yapılan börek, köfte ve dolmalar da cuma günü buzdolabına kondu. Her şey hazırdı, sabah erkenden halatlarımızı çözdük, Bodrum gümrüğüne girdik. Gümrük sahasına küçük, yüzer bir iskele koydular, bu iskele işleri çok hızlandırdı. Önceleri Kos feribotlarının çıkmasını bekliyorduk, sonra bizim gibi tekneleri alıyorlardı. Şimdi o yeni iskeleye bizim gibi iki-üç tekneyi sığdırıyorlar, arada bizim işlemler de yapılıyor. Çıkışımız çabuk halloldu, hava uygundu, yelken basıp Kos’a dümen tuttuk. Kos limanı ve pasaport polisi, tahmin ettiğimiz gibi çok kalabalıktı. Sıra sıra Türk bayraklı koca koca yatlar demirlemişti. Bizim işlemlerin bitmesi iki saati buldu. O arada teknede öğlen yemeğimizi yedik, polise gittik, gül cemalimizi gösterdik, damgalarımızı aldık halatları çözdük. Kos-Nisyros rotasında da rüzgar bizden yanaydı, sancak apaz iyi bir seyir yaptık. Bu rüzgarın dokuz günlük seyrimizin son iyi rüzgarı olduğunu bilmiyorduk. Sonrasında günlerce rüzgar yoktu, sonunda da fırtına çıktı. İkisi arasını pek yakalayamadık.

Kumanya almak öyle kolay iş değil. Ücüncü yılımızda ancak öğrendik. Artık ne ne kadar gerekiyor, hangi ürünleri almalı, hangilerini adalardan bulabilirinizi biliyoruz. Yoksa tüketilemeyen veya neme dayanmayan ürünler alarak paranızı sokağa atıyorsunuz.


Malta Şahini de bizi uğurlamaya gelmişti (!)
Gümbet sahiline yapılan yeni milyon dolarlık villalar. Sadece kendileri denize girmek için sahili kapatmışlar. Tamamen yasa dışı.




Glaros Kos limanında

Kos'ta en sevdiğim kafe

Nisyros’a aynı ekiple iki ay önce gitmiş, bir gece kalmış, araba kiralamış, adayı turlamıştık (Bkz. bir önceki yazım). Nisyros’a bu gidişim altıncı gidişim oldu. Gidişlerimin ilk ikisini feribotla, sonrakileri ise Glaros ile yaptım. Artık Pali limanını ezberledim sayılır. Hangi elektrik/su ünitesi çalışıyor, hangisi çalışmıyor öğrendim. Mesela iki ay önce gittiğimde çalışmayan üniteler hala çalışmıyordu. Turizm sezonunda tamir edilmemişler. Yunanlıların da pek umurunda değil sanki. Nasıl olsa gelen geliyor.


Nisyros pruvamızda
Nisiyros'a yaklaşırken...



Pali’de demir atıp kıçtan kara yaptık, elektrik bağladık. Hemen yandaki sahilden denize girdik. Buranın denizi adalar içinde lafı edilecek deniz değil ama boğucu sıcakta iyi geldi. Neden değil derseniz, ada bir volkan ve denizin dibi koyu renk taşlardan oluşan kum. Böyle olunca türkuaz su olması da mümkün değil. Gayet sıradan bir deniz işte. Ama ada çok güzel ve eğer deniz birincil önceliğiniz değilse Nisyros gidilmesi gereken bir ada. Fakat eğlence, hareket, aktivite arayanlara hiç mi hiç uygun değil. Laf aramızda sakinlik seven tekneciler ve 45 yaş üstü insanlar için güzel. Mesela limanında hiç Yalıkavak'tan gelme motoryat göremezsiniz. Çünkü hava atacak kimse yok, teknelerini gösterecek kimse yok. Gelmiyorlar. O yüzden sakin, güzel ve kırosu olmayan çok kaliteli bir ada.


Pali limanı





O akşam yemeğimizi Glaros’ta yerken, önüne bağlandığımız restoranda ahtapot ızgara yaptırdık. İki kadeh rakı ile seyahatimizin ilk rakı akşamını eda ettim. Sabah erken kahvaltıyı yapıp rotamızı Tilos’a çevirdik. Hava sıcak ve rüzgarsızdı. Nisyros bitip Tilos ile arasındaki açıklığa gelince, o günlerde kuzey Ege’de süren şiddetli rüzgarın yarattığı kaba dalgalar sancak kıç omuzluğumuzdan bizi alıp alıp yukarıya çıkarıp oradan aşağı bıraktı. Bu sallama yaklaşık bir saat kadar sürdü. Gösterge rüzgarı 2-3 knot gösterirken bu dalgalar Ege’nin bir oyunuydu. Sonuçta dümeni otopilota alıp, 18 mili yaklaşık üç saatte kat ettik ve özlediğim Tilos’a vardık. Seyrimizin Tilos bölümü bir sonraki yazıda.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bodrum'da ne iş yaparım?

Bodrum'da nereye yerleşilir?

Bodrum'a tatil için geliyorsunuz. Peki nereye geliyorsunuz?