Glaros ile Mersincik'te dört gün -bodrumlumavihayat.blogspot.com adresindeki yeni yazım-

Bu yazı, www.bodrumlumavihayat.blogspot.com adresindeki denizle ilgili notlarımı anlattığım blogumdan alınmıştır.

Türkiye’de Haziran ayında “Saldım çayıra mevlam kayıra” günleri başlayınca, üç aşağı beş yukarı Bodrum’da neler olacağını kestiriyorduk. Ama Kurban Bayramının bütün tahminlerin üzerinde yoğunluk yaşatacağının işaretleri gelmeye başlayınca, Hisarönü Körfezi seyrinden döndükten dört gün sonra yeni seyire hazırlık yaptık. Bu sefer ekip ben, Gülüşan, kardeşim Sena ve Atilla’dan oluşuyordu. Temmuz ayının 30’unda öğlen saatlerinde halatlarımızı çözüp rotayı Mersincik’e çevirdik. Planımız iki gün orada kalıp ardından Kisebükü’ne geçmek, bir gün sonra da Orak Adası’nda demirleyip ertesi gün Gümbet’e dönmekti.

Batıdan esen 12-16 knot arası rüzgar ile, sancak kontra apaz seyri yaparak Mersincik koyunun önündeki küçük adacıklara kadar yelken zevki ile geldik. Koy kalabalıklaşmaya başlamıştı, hemen girişteki küçük koyda bizim ebadımıza uygun güzel bir yer bulup kıçtan kara yaptık. Hava mükemmel, deniz olağanüstü, ortalık sakin. E daha ne olsun değil mi? Biz de bu güzelliklerin, bu coğrafyanın tadını çıkardık.






Gülüşan, Atilla ve Sena o şahane denizdeyken




Ertesi sabah da mükemmel denizde yüzdük, siesta yaptık yani iyi dinlendik. Akşama doğru iskele tarafımıza demirleyen teknede, benim ve Sena’nın, Fenerbahçe’de baba evinde yaşadığımız yıllardan aile dostumuz Didem ve arkadaşı Nadir vardı. Bu güzel sürprizi akşam davet ettikleri teknelerinde iki kadeh rakı ve güzel sohbet, güzel Yunan müzikleri eşliğinde taçlandırdık.

Cumartesi, İstanbul’dan Bodrum Milta (Karada) marinasındaki teknelerine tatile gelen Okyar ve Ayşe Tuncel’lerin Mersincik’e gelmelerini bekledik. Günler öncesinden sözleşmiştik, Mersincik’te eğer koy müsait olursa birbirimize bordalarız demiştik. Onlar gelene kadar koyda epey trafik vardı, gelenler, ayrılanlar derken şansımıza sancağımız boşaldı. Okyar’ların motoryatını sancağımıza aldık ve bordaladık. Ekip çoğaldı, tekne komşuculuğu başladı. Kahveye bize gelin, rakıya size gelelim...

Akşam balıkları kağıtta fırınladım

Okyar ile teknesi Aegea'da

Sağda Glaros ile Aegea bordalamış halde.

Bu açıda da çekilen karede sağ alttayız

Hooop yukarıdayız

Mersincik o kadar güzel ve sakindi ki, Kisebükü’ne gitmesek de burada bir gün daha kalsak mı diye aklımdan geçirirken baktım ekibin de aklından aynı şey geçiyormuş. Mersincik’i bir gün daha uzattık. Mehtap da tam pruvamızdan yükselerek bize gitmeyin diyordu sanki. İlk akşam Okyar’ın getirdiği balıkları fırınladık, yanına Gülüşan’ın mezelerinden yedik. İkinci akşamın menüsü Ayşe’nin karabuğday pilavı ve Sena’nın köfteleriydi.


Sakin sabah
Pazar sabahı uyandık, program Kisebükü veya Orak Adasıydı. Sosyal medyadan haberleştiğim Tunç Kaptan, Kisebükü’nün çok dolu olduğunu, Orak’a ise sandalın bile giremeyeceğini söylemesiyle hadi bu gece de Mersincik’te kalıyoruz dedik. Sonuçta dört günlük tatilin tamamını Mersincik’te geçirdik, iyi de ettik. Tam bir dinlenme tatili oldu. Bol bol yüzdüm, ki ben günde iki kere falan denize girerim. Kendimi aştım çünkü deniz çağırıyordu, çağrıya uymamak -en hafifinden- ayıp olurdu.




Demir alıyoruz
Koydan çıkarken
Bu güzel kareler Ayşe Balkaş Tuncel'in objektifinden
Bu karede de iskelemizden geçen Aegea ve arkasında Kos görülüyor

Hafif yatarak gidiyoruz...



Pazartesi günü öğleden sonra saat 16 civarı demir aldık ve Gümbet’e doğru seyire başladık. Koydan çıktıktan on beş dakika sonra yelken iin uygun rüzgarın olduğu bölgeye geldik. Bu sefer iskele kontra apaz seyriyle Gümbet koyuna kadar şahane yelken seyri yaptık. Akşam eve geldiğimde rüzgardan, tuzdan, güneşten rengi değişmiş bedenimi duşa attım. Glaros ile yaptığımız tatillerde üç, dört günde bir tatlı su ile duş alıyorum (Evet, saçım yok). Tuzlu kalmayı seviyorum, hem vücudun da ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Denizde olmanın nimeti tuzlu beden, mayo ile geçen koca bir gün ve akşam bir tişört giymek değil mi zaten?

Mavi hep sizinle birlikte olsun, hayatınızdan mavi eksik olmasın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bodrum'da ne iş yaparım?

Bodrum'da nereye yerleşilir?

Bodrum'a tatil için geliyorsunuz. Peki nereye geliyorsunuz?