Bodrum'daki hayata dair Kasım notları

Haziran ayında sözüm ona kontrollü normalleşme dedikleri, aslında ekonomiyi canlı tutmak için tam bir “saldım çayıra mevlam kayıra” durumu olan dönemin sonuna geliyoruz. Artık vaka sayılarını saklayamıyorlar, başta İstanbul olmak üzere bazı yerel yönetim yetkililerinin açıkladıkları sayılar durumun vahametini ortaya koyuyor. Mayıs ayında Bodrum’da vakalar sıfırlanmıştı. Haziran ayı ile beraber mekanlar açılınca, turizm başlayınca Bodrum’u maskesiz veya maskesi kolunda yaratıklar bastı. Kendileriyle beraber herkesi riske attıkları defalarca uyarılsa bile akılları kıt olduğundan anlamadılar. Yeniden açılan mekanlarda sosyal mesafeye uyanların sayısı uymayanlardan kat be kat azdı. Göz önünde olanlar daha uyumluydular ama bir arka caddede hiç bir kural geçerli değildi. Başta plajlarda şezlonglar, şemsiyeler güya dikkatle, mesafeler göz önüne alınarak yerleştirilmişti ama on gün sonra her şey eskiye döndü. Uzun lafın kısası Bodrum yaz ile beraber müthiş risk aldı. Açık havada geçen aylar bulaşmayı bir oranda frenlediyse de havaların serinlemesiyle, okulların açılmasıyla hesaplar değişti. Şu anda Bodrum’da vaka sayıları artıyor, günlük kırk-elliye ulaştı lafları var. Hiç bir şey şeffaf olmadığından kesin bilme şansımız yok. Yazı burada geçirip bu sene şehirlerine dönmeyenler oldu. Bu nedenle de kışlık nüfusumuz 175 binden 400 bine fırladı. Kısmi kapama ile birlikte yeniden gelenler oldu. Evet evleri burada gelirler tabii ama gelip buranın riskini artırmamalılar. Yani gelip evlerinde, bahçelerinde oturmalarına kim ne diyebilir? Ama bakın her Cumartesi-Pazar buranın en büyük AVM'si dolup taşıyor. Hani şehirden, riskten kaçıyordunuz ne oldu? Elbette her gelen bu kafada değil neyse ki ama kimse yerinde durmuyor, kışın aynen bir yaz trafiği var. Bu başka neyin göstergesi olacak? Dün hava güzeldi, sosyal medyada ve yerel basında paylaşılan fotoğraflardan görülüyor ki sahillerde mesafe falan göz önüne alınmadan millet alt alta üst üste. Nasıl olacak? Sıkı kapanma geliyor, mecburen eve tıkılacaklar akılları başlarına gelecek, başka yolu yok.


Sokaklar biraz sakinleşti


Kasım ayında denize girenler

Yazın sözünü ettiğim kalabalıklaşmayla birlikte riskin arttığını görünce iki şey yaptık. Evden pek çıkmadık, mümkün olan her fırsatta da Glaros ile denize açıldık. Eylül ayının 22 gününü Bodrum’a dönmeden denizde geçirdik mesela. Ekim ayında bir hafta Hisarönü’ndeydik. Arada kısa da olsa denize açıldık. Bu seyirlerle ilgili yazıları bu blogda ve diğer blogumda (bodrumlumavihayat.blogspot.com adresinde)önceki yazılarda detaylı anlattım. Şimdi ise Kasım ayını bitirmek üzereyiz. Kasım ayını burada nasıl geçirdiğimize dair notlarımı anlatayım istiyorum. Kasım ayı ile beraber kış hazırlığına başladık. Evde yapılacaklar vardı, onlara zaman ayırmamız gerekti. Aldığım günden beri değişmeyen koltukların yüzü, halıların yıkatılıp serilmesi, kışlık odun alınması gibi işlerin yanı sıra yazın azalan işlerimin biraz hareketlenmesiyle işime de zaman ayırdım. Ofisi hala açmadım, tam acaba artık açsam mı diye düşünürken ülkece yeniden kapanma arefesinde olduğumuzu görünce erteledim. Önümüzdeki Ocak ayında karar vereceğim sanırım; ya tamamen kapatacağım, ya böyle bir süre daha devam edeceğim. 







Yedi-sekiz yıldır yazları sabah denize girip ofise devam ettiğim Giritli Teyze artık yok. Bu yaz açılmadı, geçenlerde gördüm ki tamamen sökülmüş, kapanmış.

İşimin evden çalışmaya uygun olması –hatta tekneden de çalışabilmem- büyük nimet. Bu sene yaz uzadı. İklim değişikliğinin etkisiyle oluyor deniyor. Sabahları serin, öğlenleri deniz havası, akşamları yine serinliyor. Son on gündür akşamları şömine yakmaya başladık. Zaten yaz boyunca toplam on kere dışarıda yemek yemiştik, havaların serinlemesiyle dışarıda oturmak zorlaştı. Artık tamamen evlerde yeriz diye konuşurken devletin aldığı kararla zaten mekanlar da kapandı. Şimdi bu satırları yazarken arşivime baktım da, geçen yaz Haziran-Ekim arasında 74 gün dışarıda (Bodrum ve Yunan adaları) yemek yemişiz. Bu yaz ise aynı dönemde 11 güne inmiş. Şimdi önümüzdeki hafta hükümetin alacağı kararları bekliyoruz. Büyük ihtimalle daha sıkı kapanma kararları gelecek. Biz de buna uygun olarak evlerde kalacağız. 


Çarşı da boşaldı


Kış akşamlarında arada eski plakları dinliyoruz

Evde rakı akşamlarından

Mekanların kapanacağı ilan edilince son bir Gemibaşı akşamı yapalım dedik

Hafta sonları sabahlarından

Bahçede sabah kahvesinde yalnız olmuyorum

Sonbahar...

Ev ofis hali



Havanın izin verdiği zamanlar yine Glaros ile çıkıp yakın koylarda da olsa demir atıp birkaç gün kalabiliriz. Aynen iki gün önce yaptığımız gibi. Cuma günü havayı güzel görünce, işleri de bitirmişken hemen yakınımızdaki Adaboğazı’na gidip demirleyelim, geceyi teknede geçirelim, sabah denizde uyanalım istedim. Bu yaz denizde uyumanın ve uyanmanın tadına iyice vardık, özlemişim. Bizim Gümbet limanından Adaboğazı 2 mil bile değil. Yani 20 dakikalık yol. Ama bu mevsimde oraya varınca Gökova’ya gitmiş gibi oluyorsunuz. Kimseler yok, deniz pırıl pırıl ve havuz gibi. Cuma öğleden sonra gidip demirledik. Akşam hava serinleyince Webasto’yu açtık, içerisi ısındı. Yazın sıcağına kıyasla bu havalarda şahane uyku çekiliyor. 

Glaros'ta mesai



Dün Adaboğazı


Deniz de çarşaf gibi olunca hiç sallanmadan uyku çektik. Sabah bir polar ile havuzlukta oturup kahvemizi içtik. Derken güneş yükseldi ve ısıtmaya başladı. Bir tişörtle gün geçti. Ben girmedim ama dün üç dört tekne geldi, içlerinde denize girenler vardı. Şu yirmi dört saatlik kısa seyir ile karadan uzaklaşmak bile ruha iyi geldi. Denizde kendimi çok daha özgür hissediyorum. Özgür hissediyorsun da ne yapıyorsun derseniz "hiç" derim. Sadece teknenin kıçında oturup etrafı seyrederken hiç ses çıkmaması, dibinizden araba, motorsiklet geçmemesi, insan gürültüsünden uzak olmanız, martı ve uzaklardan gelen horoz sesinden başka ses olmaması bile yetmez mi? Şöyle bir uzanıp göğü seyretmek, belki sadece kahve yapmak için yerinizden kalkmak bile şahane değil mi? Dün öğleden sonra limana döndük, akşam rakı sofrası kurmaya karar vermiştik. Ha bu arada kış hayatına geçince rakı tüketimi neredeyse üçte bire indi. Birçok dostum eve kapanınca alkol tüketimini artırmış, bende tersi oluyor. Yazın Glaros’ta yaşarken insanın aklını çelecek çok bahane oluyor. Ya alargada demirliyken koyda müthiş bir güneş batıyor, ya bağlandığınız iskelenin restoranı mükemmel oluyor. Oluyor işte bir şeyler. Eh bir de kafada kışın zaten frene basacağım düşüncesi varsa bahanelere direnmek anlamsız geliyor. Dün akşam sadece meze akşamı yapalım dedik, mezelerin çoğunu Gemibaşı’ndan aldık. Gemibaşı da paket servise geçen mekanlardan. Bu bize iyi oldu çünkü özlediğimiz ve sevdiğimiz Gemibaşı lezzetinden şimdilik çok uzak kalmamış oluyoruz. Bodrum’da bu aralar gündüz deniz akşam şömine havaları var. Biz de dün bunu yaşadık. Öğlen Glaros’ta güneşlendik, akşam şömine başında rakımızı yudumladık. 

Gemibaşı'ndan aldığım lakerda ile şömine başı rakısı










Cuma akşamı doğa mükemmel bir gün batımı hazırlamıştı

Kasım ayı böyle geçti işte. Fazla ortalara çıkmadım. Yapılacak alış verişleri mümkün olan en seri şekilde yapıp eve döndüm. Pazarda gezmeyi severim ama artık bu mümkün değil. Hedefe kilitlenip bir iki tezgahtan alacaklarımı alıp hemen çıkıyorum. Çok kalabalık olmayan saatlerde biraz yürüyüş yapabildim. Birkaç gün işleri bisikletle halletmek bahanesiyle bisiklete binebildim. Bugün birazdan yağmur bekliyoruz. Önümüzdeki bir iki gün yağışlı geçecek. Sonrasına bakacağız. Denizde de lodoslar başlıyor artık. Belki hava yine açar, lodos ara verir, biz de yine Glaros ile açılırız. Bakarsınız bir hafta boyunca hava iyi gider Gökova’ya gidebiliriz. Belli mi olur? Kısmet!

Yorumlar

  1. Sayenizde Bodrum'a ve güzel koylarına hasta yatağımda özlem giderdim.Bende Covid olmuşum beş günden beri evde karantinadayım.İNŞALLAHSONUNDA ŞU hastalıktan kurtulurum.Gerçekten her şeyin başı sağlık kıymetini bilmek lazım.İyi ki sizler varsınız anılarınızı dinlerken huzur buluyorum,güzel resimlerinizide umnutmamak lazım.Her şey için teşekkürler.Sağlıklı mutlu güzel günler temenni ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler,sizlerede sağlıklı günler dilerim Serdar bey.

      Sil
  2. Serdar bey, resmileriniz ve yorumlarınız için çok teşekkürler. Ben yaklaşık 10 senedir yazılarınız takip edip, keyifle gözlemlerinizi okuyorum. Sayenizde her geldiğimde yeni yerlere gidip misafirlerimle keyifli vakitler geçiriyorum. Umarım bir gün yollarımız kesişirde keyifle Ege denizine, tarihine ve nimetlerine bir kadeh kaldırırız. Ağzınıza sağlık.

    Saygılar

    Umut

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bodrum'da ne iş yaparım?

Bodrum'da nereye yerleşilir?

Bodrum'a tatil için geliyorsunuz. Peki nereye geliyorsunuz?