Kutsal Cumartesi ritüeli.

Kutsal Cumartesi, pandemi sürecinde değişen hayatımızın, alışkanlıklarımızın bir sonucu olarak yaşantımda ortaya çıkan yeni bir ritüel. Bir rakı sofrası hazırlama sürecine verdiğim isim. 


Açıklayayım; Korona virüsü hayatımızı değiştirmeden önce haftanın 3-4 akşamı ev dışında, balık restoranlarında veya meyhanelerde -dostlarla ya da yalnız- rakı içmeye çıkardım. Kaba bir hesapla 40 yıla yakın bir zamandır rakı içtiğimi düşünürsek hayli yerleşik bir alışkanlık olmuş. Başlarda üniversiteyi yeni bitirmiştim, dışarılarda yiyip içmeye ayıracak fazla bir param yoktu, evde, ailemle içerdik. Babam güzel rakı içerdi, adabı bana da öğretti. Sonra para kazanmaya başladım, hayatımı idame ettirir hale geldim, kendi bütçeme ve zevkime uygun yaşamanın rahatlığına eriştim. Bu konuda şunu söylemeliyim ki yeme/içme benim için hep ön planda oldu. Yani oradan kısıp ev taksitine girmedim. Ya da kredi ödeyeceğim diye rakıyı ve meyhanelere gitmeyi kesmedim. İkisini birlikte yapabilseydim iyi olurdu ama ben kredi kullanmamayı seçtim :)


Bodrum’daki hayatımda da bu böyle sürdü. Yani haftanın birkaç akşamı Gemibaşı, Hanende Mey, Berk Balık, Keçi, Körfez, Zazu, mevsimine göre Mahmut Kaptan’a giderek devam ettim. Evlerde rakı içmekten hoşlanmazdım. Hem ev sahibinin ikide bir hizmet etmesini istemem, hem de canım o akşam ne istiyorsa onu yemek isterim. Bu da evlerde değil meyhanelerde, balıkçılarda mümkün. Bu kadar rakı sevmeme rağmen, bir 70’lik rakı bazen aylarca buzdolabında dururdu. Çünkü evde içmiyordum. Yazın Glaros’ta içiliyor ama o başka bir durum. 


Böyle böyle geçtiğimiz yılın Mart ayına geldik. Yine dışarıda rakı içtiğimiz ama içimizin de pek rahat olmadığı bir akşamın ertesi günü Türkiye de kapandı. Evlerde zaman geçirmeye başladık. Hayat Eve Sığar dedik, buna göre yaşamayı öğrendik. 


Birçok insan pandemi sürecinde evde oturup yiyip, içmekten kilo aldı. Bende tersi oldu. Birazdan buna değineceğim. Ama sonuçta daha durağan bir hayata geçince kilo almak kaçınılmaz tabii. Bende tersi olmasının nedeni evde rakı içme alışkanlığımın olmaması. Bu olmayınca rakı tüketimim çok çok azaldı. Dolayısıyla yanında yediklerim de azaldı. Dışarıda ne kadar dikkat etsem de kızartma, yağlı yiyecekler, kalorisi bol deniz mahsulleri tüketiyordum. Pandemi başladığında 82 kiloydum, bugün 71,5 kiloyum. Bir yılda 10 kilodan fazla verdim. Detaylarını anlatacağım.


Cumartesi akşamlarını evde rakı akşamı ilan ettik. Çarşambaları da şarap akşamımız oldu, böylece haftada iki akşam ile başladık. Yazın ayar kaçtı, çünkü hem gelen gidenimiz oldu, hem mekanlar açıldı, hem tekneyle yaptığımız uzun seyirlerde akşamları bağlandığımız iskelelerde güzel lezzetleri ıskalamadık. Ama sonra yine kış geldi, yine evlere kapandık. Bu sefer yaz öncesine göre daha deneyimliydik. Yazın temposunun benim kan değerlerimi oynatıp üst sınırları aştığını, durumun kötüleştiğini görünce pandemiyi de fırsat bilip sıkı bir detoksa girdim. Öncelikle rakıyı 21 gün keseyim dedim. Buna başladıktan bir süre sonra hekim bir dostumun önerdiği karaciğer ile ilgili kitabı aldım. Okudukça kendim ile ilgili konulara parmak bastığını gördüm, ilgim arttı. Karaciğer için doğru beslenme, karaciğer detoksu gibi konularda yazdıklarını gördükçe yanlış beslendiğimi fark ettim. Şunu belirteyim, beslenmemde ağırlıklı olarak deniz mahsulü, balık, sebze ve otlar vardı. Ekmek ve buğday işi gıdalar zaten yememem gereken besinlerdi, haftada bir iki dilim ekmek yiyordum o kadar. Ama süt ürünleri ve yağlı peynirler vb. çok yer kaplıyordu. Bu kitapta yer alan dokuz günlük çok sıkı diyeti de yapalım dedik. Gülüşan da katıldı ve böylece bu dokuz günü nispeten kolay atlattık. Açlıkla terbiye olduk dersem yanlış olmaz. Bütün bu diyet ve detoksun sonunda kan değerlerim normale geldiği gibi 6 kilo daha gitti. Şimdi çok daha iyi hissediyorum kendimi, çok daha hafifim.


Rakıya tekrar başladım ama artık daha az içmenin bedenimdeki olumlu etkilerini bire bir yaşadıkça eski alışkanlıklarımı bırakmaya kesin karar verdim. Ve Cumartesi akşamlarını evde rakı şölenine çevirmekten çok zevk almaya başladım. Rakı içmeyi masaya oturunca başlanan bir hareket olmaktan çıkarıp, en az bir gün öncesinden alışverişle başlayan, meze hazırlamasıyla süren, ilk yudumla nirvanaya ulaşan bir süreçe dönüştürdüm. Buna da Kutsal Cumartesi adını taktım. Bir hafta bu akşamı beklemek bana gayet kutsal bir olgu olarak görünüyor. Çoğu kutsallıkları başka güçler, olgular dikte eder. Bu da benim kendi yarattığım bir kutsallık olsun dedim.

En sevdiğim rakı soldaki. Sağdaki de ikinci tercihim.

En sevdiğim uzo. Geçen yazdan beri ayrıyız, vuslat ne zaman sona erecek acaba?


Geçtiğimiz haftalarda Münih'ten gelen dostumuzun getirdiği dakos (bir tür Girit peksimeti) ve Babacim marka uzolar.

Neriman pek içmiyor.

Peki nasıl bir başlıyor, ne oluyor bu Kutsal Cumartesi’de?


Öncelikle Cuma sabahı erken kalkıyor, sabah limonlu suyumu içiyor ve pazar arabamı alıp Cuma pazarına gidiyorum. Pazarda hem o hafta evde yenecekleri hem de ertesi akşam rakı sofrasında bulunacak mezeler için malzeme alıyorum. Böylece Kutsal Cumartesi ritüeli başlıyor.

Pazardaki yeşillikler

O hafta pazardan aldıklarım.

Bu aralar limonlar bahçeden.





Cumartesi sabahı kahvaltıdan sonra o akşam yenecek mezeler için mutfağa giriyoruz. En büyük şansım Gülüşan gibi mutfağa, iyi mezeye, iyi lezzete düşkün ve eli de lezzetli biriyle bu akşamı hazırlamaya başlamak. Ben ot mezelerini ve deniz mahsullü olanları hazırlıyorum. Gülüşan diğerlerini yapıyor. Gambilya favası mükemmeldir, söyleyeyim.


Evde yapılan mezelerden bazıları

Peksimet üstüne tarama ve bıyık otu. Müthiş bir başlangıç mezesi.






Fırında karnabahar


Marine ettikten sonra döküm tavada kızarttığım ahtapotlar


Gemibaşı'ndan aldığım lakerda ve Gülüşan'ın meşhur gambilya favası

Yoğurtlu, zeytinyağlı bakla


Dakos

Dakoslar

Patates, havuç ve yoğurtlu meze



Bazen eş dosttan böyle tarak geliyor



Gambilya favası


Bu arada unutmadan yazmam gereken çok güzel bir detay var. Sosyal medyadan tanıştığım, lezzet ve rakı düşkünü dostlar edindim. Bodrum’da yaşayan Osman Bey vardır mesela. Kendisi her gün evde kendileri için lezzetli mezeler, yemekler yapar. Lakerda, ahtapot, yılan balığı, sardalya yaptıklarından bazıları. Sağ olsun arada bana da ayırır, Cuma günü geçerken Gemibaşı’na bırakır, gider alırım. Rize’den, Çanakkale’den, Adana’dan kargoyla gelen peynirler oldu mesela. Kargodan rakı bile çıktı. Bu lezzetlerin de desteğiyle Cumartesi akşamları rakı masamız şenleniyor.

Gelen hediyeler


Sıkı detoks günlerinde her gün en az 500 cl kereviz suyu içiyorduk

Detoks menüsü (Sıfır yağ)

Detoks menüsü

Detoks menüsü


Detoks menüsü


Meze hazırlamadan hemen önce ben Spotfiy’da o akşam dinlemek üzere bir Yunan müziği listesi hazırlıyorum. Bunun linkini de sosyal medyadan paylaşıyorum. Dinleyenlerin rakı masasına eşlik etmiş oluyorum.

Detoks sonrası...






Enginarı ihmal etmiyoruz. Her sezon en az kırk tane yemeye çalışıyorum.







Enginar ve kenker

Ahtapotu bütün alıp bölüyor, donduruyorum.


Barbun marineyi en iyi Gemibaşı yapıyor, bazen oradan alıyor evde rakıya eşlik ettiriyoruz.

Osman Bey'den gelen ahtapot








Adana'dan gelen peynir ve bizim Fethiye'den aldığımız keçi peyniri.





Derken Kutsal Cumartesi masamızı hazırlıyoruz. Kışsa şömineyi de yakıyoruz. Yunan müziklerini dinlemeye başlarken ilk yudumu alıyoruz. Sonrası mezeler eşliğinde demlenmek. Gece saat 23 civarı, Yunan Skai TV’nin internet sitesinden canlı olarak Stin Ygia Mas programını açıyorum. Bu program uzun yıllardır süren, formatı hiç değişmeyen bir müzik programı. Stüdyoda çok iyi bir ekip çalıyor, masanın etrafına dizilmiş şarabını, uzosunu yudumlayan şarkıcılar da sırayla çıkıyorlar. Bazen düet yapıyorlar. Sirtaki oynanıyor, programın sonuna doğru coşuluyor. Ben de programın sonuna doğru bir elma ve bir mandalina ile son kadehimi içiyor, geceyi çok uzatmadan Kutsal Cumartesi’yi sonlandırıyorum.

Kutsal Cumartesi genellikle son kadehe eşlik eden mandalina ile bitiyor

Kutsal Cumartesi hayatımıza gösterdiğimiz özenin yansıması. Güzel sofralar sadece misafirlerimiz için değil, özellikle kendimiz için hazırlanmalı. Rakı içmek de özen istiyor. Kadehin şeklinden tabaklara, mezelerin sunumuna kadar incelik isteyen bir ritüel. Böyle olunca rakı sofrası güzel bir adet haline dönüşüyor.

Nice sağlıklı Kutsal Cumartesilere...


Yorumlar

  1. Serdar Bey,

    Kitabın ismini rica edebilir miyim? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yenilenen Beden / Vücudun Mucizesi Karaciğer
      Yazarı: Anthony William

      Sil
  2. Serdar bey merhaba, siz sık sık Bodrum civarındaki yerleri ziyaret ettiğiniz için danışmak istedim ; Eskiden yerleşmek için Bodrum'u düşünüyorduk fakat giderek artan kalabalık ve alt yapı sorunları sebebi ile alternatif bakmaya başladık. Sizce, Fethiye 12 ay yaşamak için uygun bir yer mi, başka bir yer tavsiyeniz olur mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fethiye alt yapısıyla Bodrum'dan çok daha iyi bir yer.

      Sil
    2. Serdar bey, Fethiye mesafe olarak Bodrum'a uzak değil, iklimi - havası benziyor mu acaba ? Yaz aylarında hava çok nemli oluyor mu, temmuz - ağustos çok bunaltıcı olur mu ?

      Sil
    3. Evet daha nemli ve bunaltıcıdır. Gidip, görüp, şahsen denemeniz lazım.

      Sil
    4. teşekkür ederim Serdar bey

      Sil
  3. Güzel alışkanlık. Dışarısı her zaman tercihimdir ama bu zamanda yapılabilecek en güzel şeyi yapmışsınız. Sevgiler. Saygılar.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bodrum'da ne iş yaparım?

Bodrum'da nereye yerleşilir?

Bodrum'a tatil için geliyorsunuz. Peki nereye geliyorsunuz?