Kayıtlar

Eylül, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dayatmalar, alışkanlıklar... Vazgeçmeden yeni bir hayat kazanılmıyor.

Resim
Şu sıralar Bodrum’a yerleşenlerin heyecanlı hikayelerinin yanı sıra -o kadar çok olmasa da- Bodrum maceraları hüsranla sona ermiş insanların hikayelerini de duymaya başladım. Bu geri dönüşe neden olan genellikle “uyum sağlayamama” başlığı altında toplanıyor.   Bu da ilk bir yılın sonunda gerisin geri döndürüyor. Biraz bu konudan söz edeyim istiyorum. Daha önce de benzeri şeyleri yeri geldiğinde yazmıştım. Özellikle iş konusunda epeyce uyarı yapmaya çalıştım. Aklında buraya yerleşmek olanlar varsa okumalarını öneririm. Yazının linki bu; http://bodrumluhayat.blogspot.com.tr/2013/03/bodrumda-ne-is-yaparm.html Hayatımız akarken farkında olmadan bazı alışkanlıklar, bazı saplantılar ediniyoruz. Bir süre sonra bunların vaz geçilmez olduğunu sanıyoruz. Onlarsız hayat mümkün değilmiş gibi geliyor ve o döngüye kapılıp gidiyoruz. Bildiğimiz şeyler işte; okul, iş, evlilik, aile, çocuk, çocuğun eğitimi, iyi bir ev, araba, plazma, plaza falan... Aslında son günlerde “plazma”yı aile, ailece

Kısa bir Datça kaçamağı.

Resim
Ağustos ayı burada sıcak, boğucu, kalabalık ve gürültülü geçiyor. Zaman geçtikçe anladım ki Ağustos Bodrum’da yaşayanlar için en tatsız ay. Genellikle yıllık izinlerin bu ay alınıyor olmasıyla kalabalık artıyor. Bir kaç yıldır ramazanın sonrasına denk geldiği için de bir anda herkes tatile çıkıyor olmalı ki yoğunluk zirve yapıyor. Trafik başlıyor. Kışın on dakikada gittiğimiz mesafeler yarım saate çıkıyor. Günlük hayatta araba yerine bisiklet kullanıyorum ama aşırı sıcak Ağustos günlerinde arada sırada işe arabayla gider gelirdim. Bu yıl ne olursa olsun dedim cumaları hariç arabayı yerinden oynatmadım (Cuma günleri buranın pazarının kurulduğu gündür ve yükümü arabayla taşıyorum). Bu aşırı yoğunluktan Twitter’da şikayet etmiş, Eylül’ü dört gözle bekliyorum demiştim. Çünkü Eylül’de tatilcilerin büyük kısmı tatillerini bitiriyor ve burası biraz sakinliyor. Bunun üzerine birisi “Siz nerelisiniz?” diye sordu. Beni epeydir takip ettiğini farkındaydım, amacı aklı sıra “İstanbulluyum” ded