Evde kalma günlerinde rakı akşamları

Bugün salgın nedeniyle evde kalmaya başlayalı otuz beşinci günü bitiriyorum. Bu süre içinde bir kaç kere evin bulunduğu blogun etrafında yürüdüm, bir kere Glaros’u kontrol için limana gittim, dört kere de arabayla Turgutreis’e, beş dakika da olsa valideyi sosyal mesafeyi koruyarak, uzaktan görmeye gittim. Eski hayatıma oranlarsak bütün bunları iki günde yapardım. Günlük adım ortalamamı on binin altına düşürmemek için yaptığım yürüyüşleri düşünürsem, şimdi tüm yürüdüklerim yirmi bin olmuşsa yine iyi. Evde kalmaya başladığımız günlerde hava pek iyi değildi, sık sık kuvvetli rüzgarlar, fırtınalar esti. Son bir kaç gündür hava iyi gidiyor, bisiklet bana bakıyor ben ona. Bari yıkayıp, temizleyeyim dedim. Belki önümüzdeki günlerde -yine evin etrafında bile olsa- haftada bir, on beş dakikalığına kullanabilirim. Bu blogu takip edenler çok gezdiğimi biliyor. Eski hayatımız devam etseydi şu Mart ve Nisan ayları içinde en az bir kere Fethiye’ye, bir kere Datça’ya, belki bir kere Söğüt’e gide...