Bodrum'dan Alaçatı'ya, bir akşam yemeği ziyareti.
İnsanın hayatında unutamadığı arkadaşları olur. Onlu yaşlarda belki kırk tane arkadaş edinirsiniz ama yıllar içinde bunlardan sadece birkaçı ile görüşürsünüz. Bazılarıyla fiziki nedenlerle –farklı kıtalarda yaşamak gibi- görüşemezsiniz ama kalbinizin bir yerinde hep o dostluğu sıcak tutarsınız. Yılda bir kez belki mailleşirsiniz. Bazı yıllar o da olmaz. Yine bir gün gelir “yahu iyi misin, hayat nasıl gidiyor?” diye yazarsın. Ya da o size “çocuklarla arkadaşlıktan söz ediyorduk en iyi, özel arkadaş denilince aklıma geldin nasılsın?“ diye yazar. Araya yine yıllar girer, böyle sürer gider. Sonra bir gün seni arar ve “Biz Alaçatı’da bir ev aldık yazları oraya geleceğiz, haberleşelim” der, sevinirsin. İşte Zeynep anlattığım gibi 36 yıllık arkadaşım. Tanıştığımızda o onüç ben onaltı yaşındaydım. Yazlık arkadaşlığıydı. Kışları onlar Ankara’ya dönerlerdi biz İstanbul’un Avrupa yakasına. Sonra yazları bir iki ay tekrar hep beraber olurduk. O yıllarda tek tük evlerin olduğu İdealtepe’de birlikt...