Bu yazı da geride bıraktık. Bugün eylül ayının üçü. Artık üç
gündür sonbahar içindeyiz ve yine 1 Eylül sabahı bir el termostatın
ayarını değiştirdi, klimayla oynadı ve artık sabahlar daha serin. Akşamlar da
öyle. Ter içinde kalarak uyanmalar ağustos ayında kaldı. Daha şunun şurasında
bir hafta önce gündüz dışarıda dolaşmakta zorlanıyorduk. Güneş yakmıyor,
acıtıyordu. Geceler boğucuydu. Ağustos ayı Bodrum’un en sevimsiz
ayı. Hem çok kalabalık, hem çok sıcak. Ve neyse ki bitti, ortalık biraz
sakinleşmeye başladı. Ama havadaki değişim inanılmaz. Şimdi her şey çok daha
güzel. Bodrum daha da güzel.
Bu yazı nasıl geçirdim diye düşündüm ve üç yazılık bir dizi
hazırlıyayım dedim. Bu ilki. Haziran ayında neler yaşadığımı, Bodrum’da neler
yaptığımızı anlatayım. Sonra temmuz ve ağustos için de benzeri yazıları
yazacağım. Lafı uzatmadan başlayalım.
|
Çarşı'ya Pala Pub açıldı. Bodrum'a Kule Bar ve Mandalin'i kazandıran Atilla'nın yeni mekanı Bodrum'a çok yakıştı |
|
Günler uzadı, saat dokuzda hava kararmaya yüz tutar oldu |
|
Çarşı hareketlenmeye başladı. |
|
Berk Balık'ta bir haziran akşamı |
Haziran ayının ilk yarısı Bodrum’un zevkli dönemlerinden. Çünkü
okullar henüz açık, bayram yok, aşırı kalabalık yok. İkinci yarısı yazlıkçılar
geliyor ama yine boğucu kalabalık olmuyor. Barlar sokağında adım atılıyor yani.
Bodrum’a yerleşmeden önce haziran ayında annemin Akyarlar’daki yazlığına üç beş
günlüğüne geldiğimde günümün büyük bölümünü denizde geçirirdim. İstanbul’dan
geliyoruz ya, deniz kıymetli. Buraya yerleştikten sonra 365 gün denizle iç içe
olmanın verdiği ruh hali midir nedir, denize girmek için haziran ayını iple
çekmez oldum. Eskiden mayıs ayında kaçamak yaptığımda bile girdiğim denize
nazlana nazlana haziran ayında girdim. Hem de Bodrum’da değil Kıbrıs’ta. Takvimler
14 Haziran’ı gösteriyordu.
|
Bodrum'un tek caz barı Pannonica'da Şenay Lambaoğlu, Volkan Hürsever ve Neşet Ruacan'lı akşamlar yaşadık |
|
Çeteyle pazar günleri Hasan Motel günlerimiz başladı |
|
Datça... Haziran'da sakin ve farklı güzellikte |
Haziran ayında Bodrum’a gelenlerin çoğu bir daha eylül ayında
gelir. Aradaki iki ay sıcağa ve kalabalığa katlanamazlar da ondan böyle
yaparlar. İyi de yaparlar. Bu yaz da haziran ayını seçen dostlarımız buradaydı,
onlarla birlikte yemekler yedik, rakılar içtik.
|
İstanbul'dan Çiçek Arif abimiz (Keskiner) ve sevgili Yasemin Güneş gelmişti. Zazu'dayken... |
|
Yirmi yıllık abimiz Yavuz Turgul ile Gemibaşı'nda karşılaşmıştık. |
|
Çocukluk arkadaşım Erdem Kırım ile de aynı akşam Gemibaşı'nda denk geldik. |
|
Datça'dan Serap ve Fevzi gelmişlerdi... Mahmut Kaptan'ı da aldık ve Gemibaşı'nda masayı kurduk |
|
Su'da bir akşam |
|
Turunç'tan Alp önce haziran ayında, sonra bir de kışın gelir. Havva, Selçuk ve Simten ile Zazu'dayız. Ben de henüz İstanbul uçağından inmiştim |
|
Zazu'da ağır masa. Ahmet, Mahmut Kaptan ve Çiçek Arif ile |
|
Murat Yücebıyık da Bodrum için haziran ayını seçenlerdendir. Ahmet ile beraber Zazu'dayız. |
Haziran ayıyla birlikte benim de hayatım daha çok ev dışında
geçmeye başladı. Evin içine ancak yatmak için girer oldum. Hayat bahçede ya da
Bodrum’un açık havalı mekanlarında sürdü. Gelen giden dostlarla, bizim buradaki
yerleşik çeteyle kahkahası ve neşesi bol geceler yaşadık.
Haziran ayı benim çok gezdiğim bir ay oldu. Datça, Fethiye, Urla,
İstanbul, Kıbrıs derken ayın üçte birini Bodrum dışında geçirdim.
|
Urla'da Yosun restoranda kalamar ızgara istemiştim. Bana kalamarlar 10000 yazıyor gibi gelmişti |
|
Urla'da Yorgo Seferis evinde kalmıştım. Güzel mekan. Bir de şu tabelayı kaldırıp o binaya uygun bir tasarım yapsalar |
|
Urla |
|
Girne'de sezonun ilk denizine girdiğim an |
|
Kardeşim Sena, yeğenim Ali ve kadim dost Ahmet ile Girne'deyiz. Ali o dönem orada askerdi |
|
Sena ve Ali ile Girne'de |
|
Kıbrıs'ta bizi ağırlayan dostumuz Nurtan, Lefkoşa'da öyle bir meyhaneye götürdü ki, ardı ardına gelenleri yiyemedik ve ilk kez garsona yeter artık diye yalvardık. |
|
Haziran ayında bu yoldan iki kere geçtim |
|
Datça'dan Fethiye'ye doğru, Serap ve Fevzi ile... |
|
Araba haziran ayında ikibin kilometreden fazla yol gitti |
|
Fethiye'ye doğru |
|
Fethiye körfezinde gün batımı |
|
Serap ve Fevzi ile Fethiye'de Girida'dayken |
|
Datça'da Fevzi'nin yerindeyken |
|
Fevzi tezgahın başında |
|
Karacasöğüt |
|
Şiddetli yağmurlu bir günde İstanbul'a gittim. Öyle bir ıslanmıştım ki, o akşamı hayatım boyu unutmayacağım |
|
İstanbul'a gittiğimde ilk uğradığım yerlerden biri balık pazarı |
|
Ahmet Coka, Hülye, Elif ve Zeynep ile Asmalı Cavit akşamı |
|
Yurdaer hocanın doğum günü için Polenezköy'deydik. Hoca ve Yeşim Demir ile beraber... |
|
Üniversite (UESYO) arkadaşlarımla buluştuk |
|
Yurdaer Altıntaş'a kadeh kaldırırken... |
Bodrum’da güzel bir haziran ayı geçirdiğim, buranın ve Ege’nin
tadına varabildiğim, sağlıkla nefes alabildiğim için binlerce kere şükrediyorum.
Daha nice haziran aylarını böyle geçirmek dileğiyle...
Kısmetse Mart ayından sonra bende oralardayım,
YanıtlaSilancak bu kadar renkli olur mu bilemem :)
K ...
Selamlar ...
abi... sen cennetini bulmuşsun öbür cennet lazım değil gibi geliyor bana:) hani jupiterin biraz ilerisindeki varya:)
YanıtlaSil