Bodrum'a tatil için geliyorsunuz. Peki nereye geliyorsunuz?

Bu girişi yapmak zorunda kaldım çünkü benden kişisel tatil programlarını yapmamı bekleyenler, rezervasyon konusunda yardım isteyenler, kalmayı düşündükleri tesisleri yazıp hangisinde kalalım diye soranlar o kadar çoğaldı ki, tümüne birden cevap yazamadığım için buraya yazıyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Bu yazı benim gözlemlerimi anlatıyor. Yani kişisel tercihlerime göre yazdım. Buraya yazmadığım konularda bilgi sahibi değilim. Ve lütfen kişisel tatiliniz için benden güzergah, yemek mekanı, bölge vb. talep etmeyin. Veya "nerede kalalım?" veya "çocuğumla geliyorum, kum nerede iyidir, deniz Mayıs ayında soğuk mudur?" gibi sorular yöneltmeyin. Bildiklerim yazdıklarımdan ibaret. Bu sorulara cevap veremeyeceğim.

Şimdi yazıya başlayabilirim...

Diyelim tatilinizi Bodrum’da geçirmeye karar verdiniz. İlk söyleyeceğim, keşke Haziran ayında gelseydiniz. Ama artık çok geç. Yıllık izninizi Temmuz ve Ağustos aylarında kullanmak zorundaysanız kalabalığı göze alıyorsunuzdur. Eylül veya Ekim’in ilk yarısı gelecekseniz çok akıllı bir iş yapıyorsunuz demektir. Buranın en iyi zamanıdır.

Bodrum’a daha önceden gelmemişseniz, hangi koyda kalmaya nasıl karar verdiniz? Eş, dost önerisiyle mi, internetteki tatil içerikli siteleri inceleyerek mi? Herkes Bodrum’a gidiyorum diyor da, burada yaşayınca anlıyorsunuz ki Bodrum’un koylarıyla Bodrum’un içi başka başka yerler. Hatta kuzeye bakan koylarla güneye bakanlar bile farklı. Bu yazıda tatilini Bodrum’a geçirmek isteyenler için kendi gözlemlerime dayanarak çıkardığım bazı ipuçlarına yer vereyim dedim.

Şunu özellikle vurgulamak isterim ki bunlar benim kişisel zevkime, hayat görüşüme göre çıkardığım veriler. Başkası için başka sonuçlar çıkabilirdi. Sadece bu yazdıklarıma bakarak tatil planı yapmayın, belki sizinle hiç de aynı kafada değilizdir ne bileyim? Hangi rengi seversiniz?

Neyse.

Tatiliniz uzun mu kısa mı? Bu önemli çünkü eğer bir hafta için geliyorsanız farklı yer, onbeş gün için geliyorsanız farklı yer önerebilirim. Ben ortalama tatilin bir hafta olacağından hareketle yazayım. Tabii tatilde neyi hedeflediğinize göre de yer seçimi yapılabilir. Bir ucundan başlayalım;

Benim için deniz önemlidir...

Deniz için yarımadanın güney ve güneybatı sahillerini öneririm. Çünkü Bodrum’da yazın rüzgar genellikle kuzey ve kuzeybatıdan eser. Dolayısıyla güneye bakan koylarda deniz düzdür. Yani Bitez, Ortakent,Yahşi, Kargı, Bağla, Karaincir ve Akyarlar en iyi denizi bulabileceğiniz koylardır. Şimdi yazarken farkettim ki galiba denizin kalitesi de ilk yazdığımdan son yazdığıma doğru gittikçe artıyor. Akyarlar ve devamındaki Akçabük, Meteoroloji koylarının denizi anlatılmaz. Serincedir ve kumludur. Sahilden yürüyerek girersiniz. Hatta Akyarlar’da epey gidersiniz de deniz hala diz boyundadır. Kos’a karşı yüzmenin keyfi de başkadır hani.

Ortakent ve hemen yanındaki Yahşi en uzun sahil şeritlerinden biridir. Deniz, kumsal, yürüme yolu ve yola paralel tesisler vardır. Bu bölgede her keseye göre konaklama ve yiyecek mekanı seçeneği bulabilirsiniz.

Bitez

Ortakent

Yahşi

Yahşi Camel Beach

Bitez ile Ortakent'in sahil yapıları biraz benzer. Bitez’de de deniz, kumsal, yol ve tesisler sıralanmıştır. Bitez daha kapalı ve daha küçük bir koydur. Bu özelliğinden dolayı mıdır bilmem, yaz kış oturanı çoktur. Kişilikli, sevimli bir koydur.

Karaincir

Akyarlar

Akyarlar’dan kuzeye doğru çıkarsanız, yarımadanın batı sahilindeki en büyük yerleşim olan Turgutreis’e sonra da Kadıkalesi ve Gümüşlük’e gelirsiniz. Turgutreis artık ikinci bir Bodrum oldu. Çok büyüdü. Siteler o kadar çoğaldı ki sahil yetmez oldu. Onun için ben hiç Turgutreis’ten denize girmem. Zaten batı rüzgarına açıktır ve genellikle deniz çırpıntılıdır. Yani deniz açısından önereceğim bir bölge değil. Kadıkalesi nispeten sakin bir bölgedir. Ancak burası da batı rüzgarlarına açıktır. Kadıkalesi için yazacak fazla bilgim yok. Gümüşlük’e giderken Kadıkalesi’nden geçtiğim olur. Yol sahile uzaktır o nedenle sahili pek bilmem. Ancak denizinin çok iyi olduğu söylenir.

Gümüşlük

Koyunbaba Koyu

Kadıkalesi’nden sonra Gümüşlük gelir ki burası deniziyle değil balık restoranlarıyla popülerdir. Gümüşlük’ün denizi Bodrum koyları içinde makbul sayılacak bir deniz değildir. Yosunludur. Ama çok kişilikli bir köydür. Hele gece kumsalındaki mekanlarda bir şeyler içmek çok zevklidir. Antik Myndos şehri buradadır. Yürüyerek geçilebilen Tavşan adası üzerinde kalıntılar toprağın altından çıkmayı bekler. Gün batımı ve mehtabı harikadır. Ama dikkat ederseniz denizi ile ilgili birşey yazmıyor, köyün güzelliğini anlatıyorum. Yani deniz sizin için çok önemliyse Gümüşlük’ü es geçin.

Gümüşlük ile Yalıkavak arası da sitelerce kapatıldığından burada denize girecek yer kalmadı gibi. Bu bölgede Koyunbaba, Çukurbük gibi iki koy var. İkisinde de plaj bulunur ancak kumsal bulunmaz. Denizi rüzgara açıktır fakat pırıl pırıldır.

Xuma Beach

Yalıkavak'ta Küdür Koyu

Kuzey batı bölgesine devam edersenizYalıkavak’a, kuzeyde ise Gündoğan, Türkbükü ve Gölköy’e varırsınız. Yalıkavak eskiden benim yazlarımı geçirdiğim yerdi. Yazları en esintili yer burasıdır. Evlerde klima açılan gün sayısı Bodrum merkeziyle kıyaslanmayacak kadar azdır. Bu nimetin bir külfeti de tabii ki rüzgarın yarattığı çırpıntı ve genellikle dalga. Yani Yalıkavak uzun süre kalmak için ideal, sakin denize çok önem veren ve kısa tatili olanlar için uygun değil. Çünkü yazın sadece dörtte birinde su sakin, kalan sürede çırpıntılıdır. Sabah ve akşam saatlerinde uyuyan deniz öğlene doğru hareketlenir. Ama bütçeniz uygunsa Yalıkavak’ın Tilkicik koyundaki iyi tesislerde kalıp daha sakin denize ulaşabilirsiniz. Son iki yıldır yeniden yapılan marinası Yalıkavak'a çok kalabalık getirdi. Gelenler genellikle benim sevdiğim insan türü değil. Parası olan zengin çocukları ve sonradan görmeler marinayı kuşattı diyebilirim. Marina açıldıktan sonra Yalıkavak'taki evimi boşaltıp Bodrum'un içindeki evimde kalmaya başladım.

Gündoğan kapalı ve nispeten daha küçük bir koydur. Denizinin çok iyi olduğunu söylerler. Söylerler diyorum çünkü oradan hiç denize girmedim. Kuzeye bakar ama denizi yine de Yalıkavak kadar çırpıntılı olmaz, kapalı coğrafyası avantaj sağlar.

Gündoğan

Yalıkavak

Gündoğan’dan Türkbükü’ne doğru giderken Hebilköy koyu vardır. Bu bölge yarımadanın kuzeye bakan yüzüdür. Burası da artık siteler, otellerce kapatılmıştır. Denize ulaşamazsınız. Türkbükü’nü hızla geçip Gölköy’de duruyorum. Buranın denizi çok farklıdır. Bir ara Güllük tarafındaki balık çiftliklerinden dolayı kirlenme yaşanmıştı. Ama artık o iş çözüldü. Sakin, göl gibi denizi vardır. Gölköy’den sonra yarımadanın karayla bağlantısının olduğu yerdeki Torba’ya kadar olan sahil nispeten bakirdir. Torba’da nitelikli oteller yapıldı. Küçük bir koy olan Torba merkezinde sahilden denize girilebilecek mekanlar bulunabilir. Torba on yıllar önce Bodrum’a ilk yerleşenlerin tercih ettiği bir köydü, o eski Bodrum aşığı insanları hala görebilirsiniz.  

Adına uygun Cennet Koyu. Tabii bu kadar güzel bir koy gözünü rant bürümüşlerden ne kadar kaçabilirdi ki?
Şimdilerde otel ve villalarla doldu

Türkbükü

Türkbükü - Gölköy arası

Gölköy sahili genellikle böyledir

Torba

Buraya kadar Bodrum yarımadasını anlattım. Bir de yarımadanın güneyinde, Gökova’nın başladığı coğrafyada Yalıçiftlik, Mazı ve Çökertme vardır ki denizin hası buralardadır. Ancak bu bölgeler Bodrum’a görece uzaktır. Yalıçiftlik Bodrum’a çok yakın olduğundan ne kadar büyük tesis yatırımı almışsa, Mazı ve Çökertme o kadar az yatırım almıştır. Hatta hiç yatırım almamış. Köylüsü kendisi bir şeyler yapmıştır. İyi de olmuştur.

Çökertme

Mazı

Hem yüzerim hem yerim, akşam rakı içerim...

Deniz tabii olacak. Ama tatilimin merkezi deniz değildir diyenler için farklı yerler önereceğim. İlk önerim Yalıkavak olur. Sabah ve akşam sakinken denize girersiniz. Öğlen esintide kitabınızı alır, odanıza veya bir ağaç altına çekilir okurken şekerleme yaparsınız. Akşam biraz yürür sonra da masaya otururum diyenlerdenseniz Yalıkavak size çok uyacak. Koy geniş, büyük. Sahilde her an esinti. Sabah ve akşam yürürken terletmeyen bir hava. Yarımadanın en iyi balıkçılarının olduğu bölge. Her akşam rakı balık istemem diyenler için sadece et yiyebilecekleri mekanlar olduğu gibi, kebap isteyene kebap, ev yemekleri, sebze, küçük küçük meze isteyenlere bu işi iyi yapan yerler hep Yalıkavak’ta. Yeme içme açısından Bodrum koylarının en zengini Yalıkavak’tır. Eğer dolar milyoneriyseniz yine şanslısınız. Yaşadınız, çünkü Yalıkavak’ta restore edilen Palmarina isimli marinada Billioner Club var. Akşam gidip locada birkaç bin dolar harcayıp dostlarınızla viskinizi yudumlayabilirsiniz. Eğer dolar milyoneriyseniz ve şu anda bu yazıyı okuyorsanız deli misiniz nesiniz? Başka işiniz mi yok? Atlayın uçağınıza, teknenize gidin.

Bu yolun sonu milyonerlik. Yalıkavak Palmarina'da Billoner Club'ün girişi

Bardakçı Bodrum’un hemen dibindeki koydur. Yürüme mesafesindedir de yokuşu insanı o sıcakta caydıracak kadar diktir. Ama Bardakçı’ya Bodrum’un içinden dolmuş motorları kalkar. On dakikada limanın içinden geçerek varırsınız. Buradaki tesislerde kalmak da bir fikir. Denizi çok iyidir. Burada denize girer akşam Bodrum’a iner istediğiniz meyhanede, restoranda yer içersiniz. Gece hayatına dalarsınız.

Bardakçı

Bu başlık altında Gümüşlük’ü anlatmamak olmaz. Gümüşlük balıkçı ağırlıklı bir köy. Yan yana sahil boyunca onlarca balıkçı vardır. Yazın malesef kalite fiyat dengesi bozuluyor. Kalite düşerken fiyat artıyor. Çünkü özellikle hafta sonları civar koylarda kalanlar balık yemek için buraya akın ediyor. Servis aksıyor, işin tadı kaçıyor. Bana göre buranın restoranları turistik ve oldukça sıradandır. Arada bir ikisi farklı gibi dursa da inanılmaz pahalıdır, İstanbul'dan gelen reklamcı, filmci tayfasının ve beyaz yakalı genç kuşağın gittiği, benim mecbur kalmadıkça (davet vs. gibi) adım atmadığım mekanlardır. Yalıkavak ve Bodrum merkezindeki balıkçılar çok daha iyidir. Gümüşlük'te sahilde olmayan, tepede gün batımını hayran hayran izleyeceğiniz Limon vardır ve görülesi bir yerdir.

Yalıkavak'ta Sait'te sofra

Ev yemekleriyle bira sofrası

Bir gün batımı daha. Güneşin şerefine

Ortakent’te küçük marina tarafında yan yana iki üç tane iyi meze ve balık yiyeceğiniz yer vardır. Ama yemek denilince benim aklıma –Bodrum merkezinden sonra- Yalıkavak ve Gümüşlük gelir. Daha sonra Akyarlar ve Ortakent ile Bitez’i sayabilirim.

Bu yazıda şimdilik iki konuda bazı ip uçlarını vereyim. Sonraki yazılarda “Arabayla gelirken nelere dikkat etmeli?”, “Nerede yiyelim?” gibi daha pratik bilgiler yazacağım. Bu yazıdaki bazı fotoğrafları internetten indirdim. Kalitede sorun var ama mecbur kaldım çünkü o bölgelerde gezinip fotoğraf çekmemiştim.

İyi tatiller dilerim...