Kayıtlar

Ekim, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yine Kalymnos'a...

Resim
Yıllarca Kalimnos adası karşımdaydı ama vize işlemlerine üşenmenin de etkisiyle öyle bakıştık durduk. Sonra vize işlerine başladım, yarısında cayıyordum ama sonuna kadar gidip vizeyi alınca ilk işim Kalimnos ve Leros’a gitmek oldu. Önceki iki yazıda anlatmıştım. İki adayı da çok sevmiştim. Ama Kalimnos’un başka türlü etkisi oldu. Üç hafta geçti, bayağı özledim ve geçen hafta sonu bir gece için de olsa feribota atladığım gibi gittim. Önceki yazılarda genel hatlarıyla neleri sevdiğimi yazdım, tekrar etmekten kaçınıyorum. Ama mesela şunun şurasında 8-10 mil ötedeki Kos bile insana başka bir anlayışa, hayat üslubuna gittiğini hissettiriyor. Ki Kos diğer iki adaya oranla çok daha turistik ve büyük. Daha büyük oteller var, daha kalabalık. Ona rağmen farklılığı hissediyorsunuz.   Kalimnos tarihi boyunca İtalyan etkisinde kaldığından olmalı yapı üslubuyla ayrışıyor. Kısa bir Vikipedia alıntısını buraya alıyorum. İtalyan etkisini daha iyi anlatacak; Peloponnesos'taki Epidauros'tan ge

Karşıki adaların havası.

Resim
Bu akşam evde rakı içeceklerin masalarına biraz Yunan ezgileri göndereyim dedim. Keyfiniz bol, neşeniz, mutluluğunuz daim olsun. (Şarkıları indirip kendi arşivinize kaydedebilirsiniz.) Sağlığınıza...

Kalymnos'tan Leros'a.

Resim
Kalimnos limanında iki espresso ile kendime geldiğim sabah feribot limana yaklaşırken ben de iskeleye yürüdüm. Beni Leros’a götürecek feribota bindim. Yaklaşık 35-40 dakika sonra Leros’a vardık. Kalimnos’un limanından sonra gördüğüm Leros manzarası adanın küçüklüğü hakkında fikir veriyordu. Kalimnos’un mimari yapısıyla Leros’un yapısı oldukça farklı geldi. Komşu iki adada bu kadar farka şaşırdım önceleri. Leros evleri daha çok bizim Yalıkavak, Türkbükü’nün evlerine benziyor. Ama bu dediğim yanlış anlaşılmasın, Leros’ta site yok ve anlatmak istediğim Yalıkavak ve Türkbükü’nün siteleşmeden önceki, yani yirmi yıl önceki halleri. Kalacağım bölge Pantelis bölgesiydi ve adanın Yalıkavak’a ve Didim’e bakan yüzü diyebilirim. Bu koydan bir sonraki büyük koy ise Alinda bölgesi ve zaten ada bu iki koyda yoğunlaşmış. Önce şunu belirtmek isterim ki bayram nedeniyle kaldığım bölge Türkbükü’ne dönmüştü. Eğer bunu bilseydim muhtemelen Leros’u bir başka sefere saklardım. Türkübükü’nde –ağırlıklı o