Bodrum-İzmir-Foça-Cunda-Urla-Bodrum, dört gün, 1110 km.

İzmir’i çok severim. Öyle çok zaman geçirmişliğim yoktur ama ne zaman İzmir’e gitsem şehir bana kendimi iyi hissettiriyor. Ege kıyısında olmasının etkisidir muhtemelen. Havası, rüzgarı başkadır. İstanbul’da doğup büyüdüm ama İstanbul’a gittiğimde böyle hissetmiyorum. Bunun da nedeni, İstanbul’un benim İstanbulum ile alakasının kalmaması. Ne Bostancı çocukluğumun Bostancı’sı, ne Taksim gençliğimin Taksim’i, ne de Bebek benim orta yaşımın Bebek’i. İstanbul’u asla özlemiyorum ama mesela İzmir’i özlüyor, yılda bir iki kere gitmek istiyorum. İzmir ve civarı –diğer bütün gezdiğim yerler gibi- yeme/içme konusunda iyi bir coğrafya. Bilirsiniz, gezmekten alınan tad, kişiden kişiye değişir. Kimi için tarihi yapıları, arkeolojik değeri olan bölgeleri gezmek çok önemlidir, kimi için alış veriş. Benim önceliğim yeme/içme meselesi. Doğal güzellik ise olmazsa olmaz. Büyük şehir gezmeyi sevmem, İzmir’i hariç tutuyorum. Zaten İzmir deyince sadece merkezinden söz etmiyorum. Eski Foça burnumda tüten...