Bu bloğu başından beri
izleyenler biliyor, ben yaz aylarını Bodrum yarımadasının kuzeyindeki
Yalıkavak’taki evimde, sonbahar, kış ve ilkbaharı ise Bodrum’un merkezindeki
evimde geçiriyorum. Yani bir anlamda Yalıkavak’a yazlığa gidiyorum. Tabii bu
durumu başlarda özellikle İstanbul’da yaşayan dostlarıma anlatmakta zorlanıyordum.
Yani zaten milletin yazın geldiği yerde yaşıyorsun bir de yazlık ne demek
diyenler ilk bakışta haklı gibi görünseler de işin aslı başka.
Şöyle oluyor; Yazın
Bodrum’a gelenler bilir, Bodrum’un merkezi çok sıcak olur. Tatilciler günün en
sıcak saatlerinde denizde olduklarından bu sıcağı kasabanın merkezinde
yaşamazlar. Akşam güneş batışına doğru pansiyonlara, otellere dönülür. Biraz
dinlenilir ve sonra geceye devam edilir. Ama o en sıcak saatlerde iş yapmak
durumunda olanlar için Bodrum’un içinde yaşamak çok kolay değil. Mesela ben
haziran ayında Bodrum’daki evimde çalışabilmek için klimaları fora etmem
gerekiyor. Aynı şekilde gece de uyumak için klima şart. Bütün gün güneşi emip
gece içeri kusan üst kattaki yatak odasında sadece klima çalıştırarak
uyuyabiliyorum. Yani Bodrum haziran ayı ortalarından eylül ayının ilk haftasına
kadar çok sıcak bir dönem geçirir. İşte bu dönemde ben yarımadanın kuzeyindeki
Yalıkavak’a kaçarım. Benim Bodrum maceram Yalıkavak ile başladığından, oranın
benim için yeri çok ayrı. Yalıkavak’ı çok severim ve kış için Bodrum’a geçerken
evi tamamen kapatmam çünkü mutlaka Yalıkavak’ı özlerim ve kışın da birkaç gece
kalırım. Özellikle kış gecelerinde, dışarıda deniz coşmuş, dalgalar camlara
vururken Sait’te balık yiyip rakı içtikten sonra araba kullanmak istemediğimden
Yalıkavak’taki evde kalırım. Yalıkavak kışın epey boştur. Dükkanların bir
bölümü kapalıdır. Ama mesela gece yarısı çarşısında gezinmeyi severim, tek tük insana
denk gelirsiniz ama iki üç barı açıktır ve içeriden kahkaha sesleri gelir. Hele
bir poyraz fırtınasının olduğu geceyse üşüyerek içeri girer, son kadehle
ısınırsınız. Yalıkavak ile Bodrum arasında aşağı yukarı 5-6 derece ısı farkı
vardır. Yalıkavak her zaman daha serindir. Yazın aradaki farkın 8-10 dereceye
kadar çıktığını bilirim. Örneğin bu yaz Bodrum Konacık’ta arabanın termometresi
45’i gösterirken, Bodrum’u Yalıkavak’tan ayıran dağı aşıp Yalıkavak’a indiğimde
termometre 35’e indi. Bu da şu anlama geliyor; Yalıkavak yazın efil efil esen
kuzey rüzgarıyla çok daha iyi bir iklime sahiptir. Şunu söylemem yeterli olur
sanırım; biraz önce haziran ayında Bodrum’da klima açmadan gece uyuyamıyorum
dedim ya, işte Yalıkavak’ta ise ağustos ayının en sıcak bir haftası hariç yaz
boyu klima açmadan uyunabilir. Gündüz ise evimin konumundan da kaynaklanan
avantajı kullanaraktan sadece balkon kapısı açık, denizden gelen rüzgarla
çalışıyorum, klimayı asla kullanmıyorum.
|
Evte tek başına yaşayan biri olarak bir bagaj eşya ile kışlığa geçebilmek harika... az eşya az külfet demek |
|
Yalıkavak'taki evin balkonu toplandı. Bu saksılar da dünden itibaren artık Bodrum'daki evin bahçesinde |
|
Yalıkavak'ta mekanlar boşaldı mı benim Bodrum'a göçme zamanım gelmiş olur |
|
Bu gün batımlarını özlememek mümkün değil |
İşte düne kadar
Yalıkavak’taydım ve dün itibariyle Bodrum’un içindeki evime taşındım. Taşındım
derken eşya falan taşıdığımı düşünmeyin, sadece birkaç parça giysi, laptop ve
gereken teknik donanım ile Bodrum’a geliyorum. Bodrum’dan giderken de aynı
şekilde, bir bagajlık eşya ile Yalıkavak’a geçiyorum. Ama buna rağmen geliş ve
gidişlerin hep yorucu olur çünkü bilen bilir, ev açıp ev kapatmak zor iştir.
Yorar...
Bende not tutmak gibi
bir alışkanlık var. Yalıkavak’a ne zaman geçtim? Kaç gün kaldım? O arada kaç
defa istanbul’a gittim gibi detayları yazarım. İşte aşağıya bu detayları
alıyorum. Böylece yazın nasıl geçtiğini yazarken ben de anlamış olacağım.
22 Haziran Cuma günü
Bodrum’da artık sıcak basmaya başlamıştı ve bahçede oturmak bile mümkün
olmuyordu. O gün biraz önce dediğim gibi birkaç parça giysi ve laptop, iş için
gereken bazı dokümanı arabaya atıp Yalıkavak’a geçtim. Cumartesi yerleşmek,
alış veriş ile geçti ve Pazar akşamı Sait’e gidip yaz sezonunun resmen
açmıştım. Dün, yani 13 Ekim
Cumartesi günü ise Bodrum’a döndüm ve kış sezonunu açmış oldum. Bu demektir ki
113 günüm Yalıkavak’ta geçmiş. Arada 4 gün Bozburun ve Datça’ya, 3 gün ise
Faralya’ya gitmişim. Beş gece Bodrum’da kalmışım. Bodrum’da kalmam demek, o
akşamlarda Bodrum’un içinde bir yerlere yemeğe gidilmiş olması, yine araba
kullanmamak için buradaki evde kalmam demek oluyor. Bu süre içinde 6 günüm de İstanbul’da
geçmiş. Üç kere gitmişim, birinde tek gece, diğerinde iki gece kalmışım. Son
olarak da geçen hafta üç gece kaldım.
|
Yazın başlaması Sait'li gecelerin başlaması demek |
|
Yalıkavak'ın en sevimli berberi Turgut amca |
|
Bu yaz da Datça'ya gaçip Fevzi'de Fevzi ile karşılıklı rakıları içtik |
|
Gökova üzerinden Datça'ya geçtik |
|
Datça'da Fevzi |
|
Bozburun'dan |
|
Palamutbükü |
|
Palamutbükü |
|
Palamutbükü |
|
Bu yaz bisikletim çalınmıştı. İstanbul'dan yenisini alıp geldim. Çekiç'e tembihledim, bisikleti o korudu. İşte kanıtı |
|
Faralya'da Beyaz Yunus |
|
Faralya |
54 akşam dışarıda yiyip
içmişim. Neredeyse bir akşam evde bir akşam dışarıdaymışım demektir. Yedi gece
Sait, yedi gece Çardaklı, yedi gece de Deniz Kızı’na gitmişim. Üç sevdiğim
mekana gidişlerim çok dengeli olmuş (Bunları ben de ilk defa yazarken fark
ediyorum). Altı defa Bodrum’a inip Berk’e gitmişim. Bodrum’a bazen şoför ile
gidip geldiğim için Bodrum’daki evde kalmadan döndüğüm geceler de oldu.
Yalıkavak’ta oto yıkamacı Göksel vardır, bazen benim arabayı o kullanır, bazen
de kendi arabasıyla bize servis yapar. Daha sonra üç geceyle Gümüşlük‘teki
Limon, Datça’daki Fevzi ve Bodrum’un içindeki Gemibaşı geliyor. Evimin
altındaki Kutman Şarapevi, Evgenia da ikişer kez gittiğim mekanlar olmuş. Arada
İstanbul’daki Sabahattin’i, Cavit’i, Karaköy Lokantasını atlamıyayım. İstanbul
seyahatlerimde buralara uğradım.
Elliyedi gün yürüyüş ve
bisikletle spor yapmışım. En az doksan gün denize girmiş olmalıyım. Kesin
bilmiyorum çünkü bunları kaydetmiyorum. İstanbul, Datça veya Faralya’ya
gidişlerimde spor amaçlı yürüyüş yapmamıyorum. O günler pek hareket etmediğim
günler olarak kayıtlarıma geçmiş. Bir de ağustos ayının en sıcak günlerinde
bırakın yürümeyi, denize bile girecek hal kalmıyor. Onları da hareketsiz
günlere ekliyorum.
|
Deniz Kızı |
|
Yalıkavak belediyesinin kafeteryası |
|
Gemibaşı |
|
Arada İstanbul'a gittiğimde gördüğüm bu manzaradan sonra... |
|
... Bodrum'un değerini daha iyi anlıyorum |
İşte böyle bir yaz
sezonu geçti... Şimdi kış sezonu için Bodrum’daki evde bu ikinci gecem.
Önümüzde sonbaharın son ayı, kış ve ilkbahar ayları var. Kaba bir hesapla sekiz
ay sonra yine Yalıkavak sezonu gelecek. Bu sekiz ayın birbuçuk iki ayı kış
demek. Hani televizyonlarda gördüğünüz “Bodrum’u lodos fırtınası vurdu”
haberlerinin çıkacağı birbuçuk aydan söz ediyorum. Fırtınalar olacak, gök
gürleyecek, çok şiddetli yağmurlar yağacak ama bunlar birbuçuk ay boyunca
kesintisiz olmayacak. İki üç gün esip gürleyecek sonra hemen güneş açacak.
Gökte bir tek bulut kalmayacak. Kazaklarla sahilde yürüyüşler yapacağız, kış
güneşi hafiften ısıtacak. Akşamları serin olacak. Meyhanelerde ısıtıcılar
açılacak. Ama zaten dostlarla sohbet ve rakı içimizi ısıtacağından
üşümeyeceğiz. Gökyüzünde yıldızların yağdığı gecelerde ayaz olacak. Şaka değil
Bodrum’da bazı geceler eksi 1 veya 2 bile olduğu kayıtlara geçmiştir.
|
Mevsimin son kahvaltısını, cumartesi sabahı bizim belediye kafeteryasında yaparken |
|
Yazın hay huyundan sonra sakinleşmiş, huzurlu Yalıkavak |
|
akşamları ince bir hırka giyip belediyenin kafeteryasında adaçayı içmek şifadır |
|
Yaz giderken Yalıkavak sakinleşir ve böyle bir hal alır |
|
Çardaklı'nın nefis çiçek dolması ve kaya koruğu |
Böyle böyle kış bitecek,
baharla etraf yeşillenecek, doğa coşacak. Yaz hazırlıkları başlayacak... Bodrum’da
sakin ve huzurlu aylar geçecek, yaz gelince o karmaşa, gürültü, patırtı yine
olacak. Bir an önce okullar açılsın da ortalık tenhalaşsın diye söyleneceğiz...
Ta ki bir dahaki kışa kadar.
Burada yaşamaktan çok
zevk alıyorum ve kendimi çok iyi hissediyorum. Bunu da bu blog sayesinde
sizlerle paylaşıyorum. “Böyle de olabilir”, “bu da bir model”i anlatmak
istiyorum, çünkü ben yaptım. Yapılabiliyor. Aklında buralara gelmek olanlara
destek vermek istiyorum. Hayatın tadını çıkarmamız için doğa elinden geleni
yapıyor, biz de elimizden geleni yapmak durumundayız. Buradaki hayatımı, eski
bir İstanbul’lu olarak Bodrum’lu Hayatımı sizlerle paylaşmayı bu kış da
sürdürmek istiyorum. Ne zamanki yazdıklarım artık bir yıl öncekinin çok aynısı
olur, ne zamanki tekrarlar başlar o zaman bu blog da sıkıcı olmaya başlar ve
görevini tamamlamış olur. O aşamaya geldiğimde yeni bir yol ile yine bir blog
açarım belki kim bilir?
İyi kışlar...
MERHABA SEVGİLİ SERDAR..Bana bir dostum senin blog adresini yollamasaydı, ben bu muhteşem sunuştan mahrum kalacaktım.. Bence TESADÜF; Tanrı'nın, insanlara görünmemek için gelip geçerken büründüğü bir şekildir.. Her seferinde tesadüflerin bana tanrı tarafından iletildiğine inanacak yaşta olmamama rağmen.. Ancak, "Ayvalık mı... Bodrum mu" diye çok ciddi anlamda kararsız kaldığım ev alma/yerleşme sorunuma bir çözüm sundu sanki...
YanıtlaSilTüm sevdiklerim gönlümden de aklımdan da çıkmayanlar Bodrum' da yaşar.. ve ben 15 yıl önce Yalıkavak'ta Flipper'a geldiğimde "cennet burası olmalı" demiştim.. Geçen yaz da Bodrum'daydım..
Şimdi... bu son derece not defteri+hatıra defteri tadında yazdıklarınızı okuyunca ve de o muhteşem fotoğrafları uzuuuun uzun seyredince,
sanki birisi bir yön tayin etti bana..
Tanıştığıma memnun oldum.. :)
gülsen varol
Hayatınızın ışıltısının fotoğraflarını paylaştığınız için teşekkürler, sondan ikinci Yalıkavak'ın sakinlik fotoğrafı muhteşem!
YanıtlaSilHuzur verici bir görüntü.
Saygılar.
Vallahi bende bu bloğu okuyaraktan bodrum ile ilgili kesin gitmem düşüncelerimi değiştireceğim galiba. Her zaman için tek bayan rahat edemem diye vazgeçmiştim. Ama fotoları ve sakinliği görünce karar değiştiriyorum yavaş yavaş.....
YanıtlaSilLütfen yazmaya ve fotoğraflara devam edin.
Saygılar
Çok uzun süre sizin yazdıklarınızı okuyarak ve paylaştığınız fotoğraflara bakarak yerleşeceğimiz günün hayalini kurarak yaşadım:) Çok şükür bugün tam 1 hafta oldu ve pek memnunuz.
YanıtlaSilVerdiğiniz her bilgi ve yayınladığınız her yazı için tekrar tekrar teşekkürler.